13 Ekim 2017 Cuma

BURASI KABİLE DEVLETİ DEĞİL (!)


Amerika Birleşik Devletleri ile Türkiye arasındaki karşılıklı olarak vizeleri durdurmasının altından Amerika Birleşik Devletlerinin İstanbul Konsolosluğunda çalışan ikinci bir personelin daha  hakkında tutuklama  kararı verilmesi  çıktı.
Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarından, Amerika Birleşik Devletleri Türkiye’de casusluk yaptığı iddiasıyla tutuklu bulunan bir papazın kendilerine verilmesini istemeleri olduğunu açıklamıştır.
Ve ayrıca Amerika Birleşik Devletleri’nin bu talebine karşılıkpOLİS Enstitüsü mezuniyet törenin de konuşan Recep Tayyip Erdoğan   da,   Fethullah Gülen’i kast ederek “ sizde de bir papaz var siz de onu bize verin” dedi.
Türkiye bir kabile devleti  olmayıp bir hukuk devleti ise ki anayasamızda böyle yazıyor. Mahkemeye intikal etmiş ve mahkeme kararıyla tutuklanmış bir insanı ki bu insan  Amerika Birleşik Devletleri vatandaşı dahi olsa iadesi mümkün değildir.
Tutuklu papaz, Türkiye aleyhine casusluk yapmış ise, bu  Türkiye’nin güvenliğine karşı işlenmiş bir suçtur, yani papaz suç teşkil eden bu fiili Türkiye’de işlemiştir. Bu fiilde  Türk Kanunlarına göre suçtur.
Bu papaz’ın Amerika Birleşik Devletlerine iadesi hakkında, bulunduğu yer Ağır Ceza Mahkemesi geri verme talebi hakkında Türk Ceza Kanunun 18. Maddesine ve Türkiye’nin taraf olduğu ilgili uluslar arası sözleşme hükümlerine göre karar verir.
Mahkeme geri verme talebinin kabul edilebilir  olduğuna karar verir ise, bu kararın yerine getirilip getirilmemesi Bakanlar Kurulunun takdirine bağlıdır.
Yani Mahkeme geri verme talebini kabul edilebilir bulmaz ise artık Türk Hükümetinin yapabileceği bir şey yoktur.Hükümet sadece Mahkeme iade kararı verirse, bu kararı  yerine getirip getirmemekte  yetkilidir, mahkeme iade talebini redderse artık hükümetin yapabileceği bir şey yoktur,Papazın Amerika Birleşik Devletlerine iadesi mümkün değildir.
Hükümetin yetkisi   sadece mahkemece “verilebilir kararı” nan sonra söz konusudur. Mahkeme verilemez derse yani talebi reddederse artık yapılacak bir şey yoktur.
Biz FETO’yu Amerika Birleşik Devletlerinden istediğimiz zaman bize hep Mahkeme dosyayı inceliyor, biz yargıya müdahale edemeyiz diyorlar ki bu doğrudur. Onlarda da aynen bizde olduğu gibi Mahkeme iade kararı verirse, Amerikan hükümeti iade edilip edilmeyeceği konusunda yetkilidir.
Ama tabii Amerikalılar Türkiye de Ağustos ayında çıkan bir kanun hükmünde kararnameyle  “Cumhurbaşkanı ben buradakini verdim, oradakini istedim aldım” dediğinde iş bitiyor diye düşünüyorlar, Tam Türk tipi bir hukuk devleti.Bir hukuk devletinde düşünülemeyecek bir hukuk anlayışı. Amerika Birleşik Devletlerine bu kanun hükmünde kararnameden sonra  Papazı verin diyor.Zira Recep Tayyip Erdoğan Amerika Birleşik Devletleri hukukuna göre de  bu mümkün olabilir diye düşünüyor.
Ayrıca bizde böyle bir düzenlemenin getirilmesi, Amerika Birleşik Devletlerini hiç ilgilendirmez, hukuk devleti olmanın gereği onlar kendi yasaları ne emrediyorsa onu yaparlar.
Bizimkilerin bu kanun Hükmünde kararnameden sonra, “ Türkiye bir hukuk devletidir, yargıya intikal eden bir olayda yargı kararını beklemek zorundayız” demesi artık mümkün değildir.
Yargıya intikal etmiş olan  bir konuda bile  ülkenin Cumhurbaşkanı, kalkar da, “sizde  de bir papaz var, siz de onu bize  verin derse”  bütün hukuk devletlerinde bizdeki kanun hükmünde kararnameyle getirilen düzenleme gibi bir düzenlemenin olduğu yanlış  düşüncesi içinde olduğu anlaşılır.
Bir kanun hükmünde kararnameyle Ceza yasasının bu hükmünü değiştirdim  diye düşünüyorsanız gene yanlış yapıyorsunuz, her olay gerçekleştiği zamandaki hukuk kurallarına tabiidir. Aksi bir düşünce ve Anayasa Mahkemesi’nin eski içtihadından iktidara yaranmak için döndüğüne güvenip, bunu yapabileceğinizi düşünüyorsanız, hukuk güvenliğini ortadan kaldırırsınız ki, bu da ülkede baca tüttürmesini beklediğimiz yabancı yatırımcıyı kaçırır.
Bütün bunları söyledikten sonra “Biz kabile devleti değiliz” demenin bir anlamı kalmıyor.