Kemal Kılıçdaroğlu İstanbul’da
partisinin katılım töreninde yaptığı konuşmada“ …Türkiye Cumhuriyeti’nde
Bakanlık yapmış birisinin Amerika’da yolsuzluk davasından yargılanmasını, ben
içime sindiremiyorum. Bizim mahkemelerimiz yok mu, bizde adalet yok mu bizde
hak-huk yok mu? Hepsi var….” Demiş.
Bu muhteşem bir çelişki, ayrıca da yanlış,
Çelişkili çünkü;
Kılıçdaroğlu Bu
ülkede “Adalet” yok diye haklı olarak
yürümüştü. Aslında yürüyüşün yönü yanlıştı ama teması doğruydu. Türkiye’de
adalet, AKP’nin yaptığı yargı
bağımsızlığını ortadan kaldıran düzenlemelerle büyük yara aldı ve artık kalmadı
Onun için yürüyüş yapılacaksa Ankara’dan İstanbul’a doğru değil, İstanbul’dan
Ankara’ya doğru yapılmalıydı. Zira bu ülkenin başkenti, yani hükümet merkezi
Ankara’dır,yasal düzenlemelerin yapıldığı
yer Ankara’dır.
Şimdi kalkıp bunun
tam aksini söyleyerek, hak, hukuk adalet var demek büyük bir çelişki değil mi? Aynen isim vererek
Cumhuriyet Halk Partisine saygısızca, fütursuzca saldıran Danıştay Başkanı’nın adli yıl
açılışında elinin sıkılması gibi.
Kılıçdaroğlu hanımın
elini sıkıyor, partinin grup başkan vekili de, hamaset yaparak “Yüreğin
yetiyorsa cübbeni çıkart siyasete gir diyor”
Ayrıca Kılıçdaroğlu’nun
söyleminin içeriği de yanlış.
Türkiye’nin eski bakanı
Türkiye’de yolsuzluk yaptığı, rüşvet aldığı için Amerika’da yargılanmıyor. Yargılanma
sebebi, Amerika’nın İran’a uyguladığı ekonomik ambargonunun, Amerikan yasaları
açısından, yasa dışı yollardan delinmesine yardım etmek, karapara aklamak ve bankacılık
sistemini zarara uğratmak iddiasıdır. Zamanın
da Türkiye’de yargılanıp mahkum olmuş olsaydı bile Amerika’da gene
yargılanacaktı.
Cumhuriyet Halk
Partisi Genel Başkanı bu fahiş hatayı yapma hakkına sahip değildir. Eski bakan,
doğru yanlış, Amerikan yasaları ihlal edildiği için yargılanıyor.
Hatırlanacağı üzere
Mavi Marmara olayından sonra, uluslararası sularda Türk teknesi Mavi Marmara’ya , Filistin’e
yönelik İsrail ambargosunu deleceği gerekçesiyle saldıran, insanlarımızı
öldüren İsrail askeri harekatı nedeniyle Türkiye, kendi insanlarına
saldırıldığı ve Türk yasaları çiğnendiği
için, İsrail Genelkurmay başkanı aleyhine Türkiye’de dava açmıştı. Ülkeler
kendi kanunları çiğnendiği zaman kim ve nerede olduğuna bakmaksızın dava
açabilirler.
Anlaşılıyor ki,
danışmanları kendisine yanlış ve eksik bilgi sunuyorlar.
Ayrıca, Türkiye’de
dağıtılan rüşvet Amerikalıları hiç rahatsız etmez, bilakis toplumda çürümeye
neden olacağı için bundan memnun bile olurlar.
Amerika’nın eski
Dışişleri Bakanı Henry Kissinger “Biz
kendi ülkemizdeki hainleri öldürürüz, başka ülkelerin hainlerinin de sırtını
sıvazlarız” demişti.
Bu nedenle bir Türk
Bakanı’nın Türkiye’de rüşvet alması, Amerika Birleşik Devletlerini hiç
ilgilendirmez. O bizleri, bu ülkenin insanlarını ilgilendirir.
Eski Bakanın Amerika
da yargılanma sebebi, Zarrap, Zamanın Başbakanının“hayır sever bir insan” diye tanımladığı, hani bazı başka eski
bakanların da önüne yattığı adamın Türkiye’de dağıttığı rüşvetler değil.
O rüşvetler sayesinde
Amerika’nın İran’a uyguladığı ambargonun delinmesidir.
O nedenle aslında
Kılıçdaroğlu’nun zamanında yapması gereken; bu Ambargo Kararı alındığı zaman
Türkiye’nin Ana muhalefet partisinin Genel Başkanı olarak, bu ambargo kararı
Birleşmiş Milletlerin aldığı bir ambargo kararı değildir deyip, Bülent Ecevit’in afyon dikim yasağına
karşı yaptığı gibi, burası bağımsız bir ülke sizin aldığınız ambargo kararı
bizi ilgilendirmez, İran ile ticari ilişkiler bizim için hayatidir, onun için
bu karara uyulmaması gerekir demesi lazımdı
Bu ülkede adalet yok
diye yürüyüş yaptıktan sonra, bu ülkede, adalet
var demek kendinle çelişmektir.
CHP’liler, AKP’liler
gibi böyle çelişkilere alışık değillerdir. Ne İnönü’de, ne Ecevit’te ve ne de
Baykal’da böyle çelişkilere rastlayamazsınız.
Bir kısım aklı evvel
“şimdi sırası mı” bir kısmı da “burada
yazacağınıza Genel Merkez yöneticilerine söyleseydiniz” diyeceklerdir. Ben bu
çelişkiyi duyar duymaz partinin iki numarasına 10 Eylül tarihinde ” (şahsın
İsmi)…… Adalet yürüyüşü yaptıktan sonra, bu ülke de hak, hukuk, ADALET var demek büyük çelişki,
kendisini ikaz eder misiniz” diye mesaj attım. Bana bir dönüş olmadığı gibi konuşma bir
şekilde düzeltilmedi de.