10 Aralık 2016
tarihinde TBMM Başkanlığı’na sunulan AKP ve MHP ortak çalışması “Türkiye
Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi” yasama,
yürütme ve yargıyı tek elde toplayacak şekilde rejim değişikliği niteliğinde
hükümler içermektedir.
Özetle; “Başbakanlığın kaldırıldığı, Cumhurbaşkanının partisiyle
ilişkisinin kesilmediği, Cumhurbaşkanı ile TBMM seçimlerinin aynı anda
yapılması zorunluluğunun getirildiği, OHAL ilan etme yetkisinin
(yürütme yetkisinden dolayı) Cumhurbaşkanına verildiği, parlamenter sistemin kaldırılması nedeniyle Kanun
Hükmünde Kararname kaldırılarak Cumhurbaşkanına CB Kararnamesi çıkarma
yetkisinin verildiği, milletvekili sayısının ve seçilme yaşının değiştirildiği,
yedek milletvekilliğinin getirildiği, on iki üyeye indirilen Hakimler ve
Savcılar Kurulunun (Yüksek
sözcüğü çıkarılmış) altı üyesinin Cumhurbaşkanı tarafından seçildiği, üst düzey
kamu görevlilerinin Cumhurbaşkanı tarafından seçildiği ve geçici maddeyle çok
sayıda olumsuz uygulamaya yol açtığı dikkate alındığında” Anayasamızın
değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez nitelikteki temel ilkelerinin
tamamen göz ardı edildiği görülmektedir.
Demokratik,
laik, hukuk devletlerinin en önemli özelliği, egemenliğin ulusta olması,
egemenliğin yasama-yürütme-yargı erkleri arasında dengeli dağıtılması ve
denetleme mekanizmalarının tam anlamıyla işlemesidir. Oysa bu değişiklik
teklifiyle kuvvetler ayrılığı da, denetleme mekanizmaları da ortadan
kaldırılmaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti, 30 Ekim 1918
Mondros Mütarekesi sonrasında, Kuvayı Milliye döneminde yurdun pekçok yerinde
vatanseverler halkımızca toplanan 30 dolayındaki Ulusal ve Yerel Kongrelerde
ortaya çıkan “milli irade” beyanından sonra ölümsüz önderimiz Mustafa Kemal
tarafından bütün kongrelerin birleştirilerek, 23 Nisan 1920 tarihinde TBMM’nin
açılmasıyla kurulmuş bir HALK
CUMHURİYETİDİR.
Bölünemez, paylaşılamaz ve devredilemez egemenliğine
“kayıtsız ve şartsız” sahip çıkan milletimiz adına Türkiye Büyük Millet Meclisi,
zaferle taçlandırılan İstiklâl Harbi sonunda, 29 Ekim 1923 tarihinde
Cumhuriyetimizi ilan etmiş ve tüm kuvvetlerin tek elde toplandığı monarşiyi
tarihe gömerek, 1876 Kanunu Esasi ile başlamış olduğu anayasal yönetim
sistemini, iktidarı yasama-yürütme-yargı arasında paylaştırarak kesin kuvvetler
ayrılığı ilkesine dayanan “parlamenter yönetim” şeklini benimseyerek ülkemizi
çağdaş demokrasiler düzeyine taşımıştır.
Millete ait
olan “egemenliği” vekâleten kullanan Türkiye Büyük Millet Meclisini devre dışı bırakacak,
yasama-yürütme-yargı yetkisini tek kişiye, Cumhurbaşkanına, devredecek bir
Anayasa ülkemiz açısından büyük sorunlara yol açacaktır. Özellikle bölücü ve
gerici terör saldırılarının arttığı, can aldığı, her geçen gün şehitler
verildiği bu ortamda:
1- Rejim değişikliğine yol açacak bu
Anayasa Değişiklik Teklifinin ülkemizin, milletimizin, Cumhuriyetimizin
geleceği adına GERİ ÇEKİLMESİNİ,
2- CHP ve MHP milletvekillerinin Anayasa Komisyonundaki ve TBMM Genel
Kurulundaki oylamalara KATILMAMALARINI,
3- CHP milletvekillerinin Anayasa Komisyonu ve Meclis
Genel Kurulunda oylamalar yapılırken oylamaya katılmayarak, gündemdeki madde
hakkında Mecliste ve medyada imkân bulacakları her yerde basın toplantısı
yaparak HALKI AYDINLATMALARINI,
4- CHP’nin oylamalara katılıp RED oyu vermesini değil,
oylamalara katılmama konusunda Grup Kararı almasını; AKP, MHP ve HDP
birlikteliğiyle kabul edilecek bu anayasa değişikliğine ORTAK OLMAMASINI talep ediyoruz.