AKP’nin hazırladığı, daha doğrusu birkaç
kişinin Tayyip Erdoğan’ın isteği doğrultusunda; rejim değiştirmeye yönelik, ülkeyi bir diktatörlüğe sürükleyecek
Anayasa değişiklik önergesi henüz TBMM Başkanlığına sunulmadı, İktidar
Milletvekilleri henüz görmedikleri metne, yani boşa imza atmaya başladılar.
Anayasa’da
değişiklik teklif edebilmek hakkı, TBMM’de bulunan parti gruplarına
değil, doğrudan doğruya milletvekillerine aittir. Bunun sebebi,
değişiklik önergelerinin siyasi parti genel başkanlarının duygu ve ihtirasları
yönünde olmasını engellemek içindir.
Nitekim, Anayasa değişiklik önerileri,
TBMM’de gizli oylamayla yapılır. Bu
özelliği nedeniyle de parti grupları bağlayıcı karar alamazlar.
“Gizli oy” herhangi bir baskı altında
kalmadan kullanılabilmesini ifade eder.
Ama bugünlerde yaşadığımız, Anayasa
değişiklik önergesi, Tayyip Erdoğan’ın duygu ve ihtirası nedeniyle yapılmak
istendiği gibi, milletvekillerinin ne denli baskı altında olduğunun da açık
göstergesidir.
Görmedikleri,
içeriğini bilmedikleri daha TBMM’ye bile sunulmamış bir Anayasa değişiklik önergesine peşin peşin
imza vermek, Tayyip Erdoğan’ın “Ben bir çobanım” sözünü anımsattı.
Bu bir biattir, bir itaattir. İtaat zayıf ve
korkak insanların en büyük sığınağıdır.Bu olmamanız gerekir.
Saygı değer milletvekilleri, görmediğiniz
bir Anayasa değişiklik metnine imza atmazsanız, Tayyip Erdoğan’ın size
yapabileceği tek şey, bir dahaki seçimlerde sizleri aday göstermemektedir.
Unutmayın ki bir gün herkes “eski dönem milletvekili” olacaktır. Bu
İsmet Paşa gibi devlet kurucusu için olduğu gibi, eski Başbakanlar, parti genel
başkanları içinde olmuştur.
“Eski
dönem milletvekili” olduğunuz zaman korkmanız gereken tek şey
çocuklarınızın yüzüne bakamamak ve sokağa çıktığınız zaman saygı görmemek olmalıdır.Gerisinin hiçbir
önemi yoktur.
Görmediği bir metne imza atan milletvekili
olarak, çocuklarınıza, eşinize dostunuza, “Ben
kendi başıma düşünemezdim, bu nedenle bizim adımıza Tayyip Bey karar verirdi mi diyeceksiniz?
Hangi partiden olursanız olun, hiçbir milletvekilinin
bu hale düşmemesi gerektiğine inanıyorum.
Bu davranışınız,eğer gerçekleşirse, bir Anayasa
referandumu propaganda sürecinde, Anayasa değişikliğine karşı mücadele edecek
partilere, aydınlara, “Kurulmak istenen
tam bir tek adam rejimidir, Anayasa değişiklik teklifini bile okumadan imzalattılar”
diye propaganda yapma imkanı sağlayacaktır.
Bu tek adam rejimi kurulursa bugün korku
ile okumadan imza verenlerin de yarın
neyle karşılaşacakları belli olmaz.
Bunun en güzel örneği Maksim Gorki’dir önce
Lenin, sonra Stalin’e destek vermiş ama ikisi de sonradan kendisini reddetmiş,
sonunda da Stalin döneminde evinde göz hapsinde ölmüştür.
Tek adam rejimlerinde, bu yolu açanlar, buna
destek verenlerden, tek adamın görüşlerine mutlak
surette ve devamlı olarak itaat etmeleri, biat etmeleri istenir. Sonradan
fikrinizi değiştirmek hakkınız bile olmaz.
Gazi Meclisin saygı değer üyeleri, hiç
kimsenin kapıkulu değillerdir.
Kurulmak istenen düzen hiçbir zaman
demokratik bir rejim olmayacaktır.
Tayyip Bey’in önerisinin temel amacı,
iktidarı tek başına kontrol eden denge ve fren araçlarından arınmış, yargı
siyasal iktidara teslim edilmiş, bu nedenle de hiçbir Anayasal özgürlüğün
güvencesinin olmadığı bir sistemi kurmaktır.
Gördüğünüz gibi, getirilmek isten sistemin
hedefi olarak, istikrar gösterilmektedir. Sanki bu on dört yıl içinde
istikrarsızlık yaşanmış gibi, bu istikrar kandırmacaları devlet ile toplum
arasındaki uyumlu dengeyi bozar. İstikrar ancak eksiksiz bir demokrasi içinde
sosyal ve ekonomik gelişmeyle sağlanır.