14 yıllık AKP
iktidarı sayesinde halkımız, korku, kuşku ve kaos ortamında yaşamaktadır.
Geleceğimizin güvencesi olan gençlerimiz ülkenin düzlüğe çıkmasını ve özgürce
yaşamak, ülkede tesis edilecek çağdaş demokrasinin kendisine sunacağı
olanaklardan yararlanmak istiyor.
Bu karanlık ortamdan
kurtulmak için tek umudun, dün olduğu gibi bugünde Cumhuriyet Halk Partisi
olduğu kanıtlanmalıdır.
Ama bu umudu
yaratabilmek için önce CHP’nin silkinip, tek
çarenin CHP olduğunu halka KANITLAMASI gerekiyor.
Bunun olabilmesi için
önce CHP’nin kendi, halkçı, devrimci ve
laik öz kimliğine dönmesi
gerekmektedir.
Günümüz CHP yönetimi
altı yıldır partiyi bu niteliklerinden uzaklaştırmış, makas değiştirmiş,
bilerek ve isteyerek birilerinin arzularına uygun eksen kayması
sağlanmıştır.
Bu eksen kayması
sağlanmış ama, bunu içine sindiremeyen CHP tabanı bundan rahatsız olmuştur.
CHP’nin, silkinip,
ayağa kalkıp ülkenin makûs talihini değiştirmesi için:
1) CHP’yi gerçek
kimliğinden uzaklaştıran politikalara son verilmelidir. Bunu yapabilmek için
CHP’nin onurlu geçmişini benimsemeyen, ailesinin
ve kendisinin mağdur edildiğini iddia edenlerin ve ideolojik olarak karşı
çıkanların, CHP kadrolarında olmamaları gerekir.
2) CHP’nin
hedeflerinin sıralandığı altı oktan birisi olan devrimcilik ilkesinin gereği olarak, ülkenin ve dünyanın
koşullarına uyan politikalar üretmek gerekmektedir. Saplantılardan uzak,
hukuki, ekonomik, politik, sosyolojik ve kültürel güncellemeler yapılmalıdır.
Ama bu yenilenme, “BAŞKALAŞMAK” VE
“KİMLİK BUNALIMI” yaratmamalıdır.
Bu nedenle CHP’nin
başına eklenen, meşruiyetini kurultaydan almayan “Yeni” sıfatı terk edilmeli gerek bunun için ve gerekse “1930’ların CHP’si değiliz” sözünden
ötürü tüm CHP’lilerden, Cumhuriyet sevdalısı Atatürkçülerden özür dilenmelidir.
3) CHP bir kitle
partisidir, ama bu partiye üye olabilmek, çeşitli kademelerde görev alabilmek
için ilkelerine gönül vermiş olmak gerekir. CHP üyeliğinin bir statü
olduğunu ortaya koymak ve ön seçimlerde
seçmen olacak üyelerin parti okullarında ciddi bir eğitimden geçirilmesini
sağlamak gerekir.
Ayrıca CHP iktidarında:
1) Kurucusunun
“Yurtta Sulh Cihanda Sulh” ilkesine sonuna kadar sadık kalacağını halkımıza ve
Dünyaya ilan etmelidir.
2) Hırsızlıkların,
yolsuzlukların hesabını ayırımsız, pisliğe bulaşan herkesten soracağını, yani “devri sabık yaratacağını”, hırsızlığın
kimsenin yanına kar kalmayacağını
topluma anlatmalıdır.
3) CHP eğitimde
fırsat eşitliğinin sağlanacağını ve sağlığın kişinin gelirine ya da
varlığına bakılmaksızın herkes için
ulaşılabilir olacağını ilan etmelidir.
4) CHP ülke
ekonomisine katkı veren, baca tüttüren, iş kapısı açan girişimciyi sonuna kadar
destekleyeceğine halkı ikna etmelidir
5) CHP emekten yana
bir partidir. Çalışma hayatındaki düzenlemeler CHP’nin eseridir. CHP yönünü
işçilere, emeklilere ve çalışanlara çevirmelidir.
6) “Çiftçi Milletin
efendisidir” deyişini kendisine şiar edinmiş bir parti olduğu için çiftçilerin
güvencesi olacağını çiftçiye inandırmalıdır.
Bunun içinde
çiftçinin tarımda kullandığı girdilerin üstündeki vergi yükünü asgariye
indireceğini, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki feodal düzeni yıkıp, topraksız
köylüyü toprak sahibi yapıp, tüm ülkede tarım
reformunu hayata geçireceğini ve böylece çiftçini alın terinin hakkını vererek,
ona insanca yaşamanın koşullarını yaratacağını çiftçiye anlatmalıdır.
CHP, emperyalist uşağı
bölücü ve liboşların oyununa gelip, kendi geçmişini ve kimliğini tartışmak
yerine, ayağa kalkıp, ülke için tek
çözümün kendisi olduğunu kanıtlamak zorundadır.