Türk ekonomisinin kötüye gittiğini artık
aklı başında, iktidarın borazanlığını yapmayan herkes söylüyor.
AKP’nin 14 yıllık iktidarını, son iki buçuk
ayında Türk lirası dolar karşısında yüzde on üç değer kaybetmiş. Bunun
anlamı, iğneden ipliğe her şeye zam
gelecek demektir
Türk lirasının bu değer kaybı enflasyonun yüzde bir buçuk artmasına neden olmuş.
Bunlar sadece son iki buçuk ayın
verileridir. AKP iktidara geldiğinde 1.4 TL olan dolar şu anda 3.37 TL ye
gelmiştir. Yani Türk parası dolar karşısında yüzde üç yüz değer kaybetmiştir.
Türk parası 14 yılda yüzde üç yüz değer
kaybederken, fuhuş yüzde yedi yüz doksan
artmıştır. Fuhuşun, hırsızlığın, gaspın, dolandırıcılığın artışı tamamıyla
açlıkla ilgilidir.
İnsanlar doğuştan suç işlemeye eğilimli
değillerdir, yaşadıkları sosyal ve ekonomik şartlar onları suça iter.
Aç kalan insan da her şeyi yapar,
inançlarını bile tüketir.
Açlığın olduğu yerde suç ve suçlu sayısı
artar. Türkiye o noktaya gelmiştir.
Yatırım yatırım diye anlatılan, baca
tüttürmeyen, yani insanlara iş kapısı açmayan, çalışma olanağı yaratmayan, eşi dostu zengin eden yol ve köprü
yapımlarıdır.
Dürüst iş adamları böyle bir ekonomik
kalkınma olamayacağını, kalkınmanın reel sektörün büyümesiyle, üretime yapılan yatırımla
yani tüten ve istihdam yaratan bacalarla olacağını söylemektedirler.
Çiftçi yaşayamaz hale gelince, tarımdaki işsizlik
her gün artmakta, tarımı terk eden genç nüfus, büyük kent varoşlarında
emeklerini ucuza pazarlamaya çalışan insanlar konumuna gelmektedir.
Bu gruptan ucuz emeğini pazara arz etmesine
rağmen iş bulamayanlar, yaşaya bilmek
için suç işlemeye eğilimli hale gelirler.
İşsizliğin arttığı, açlık ve yoksulluk
sınırları altında yaşayan insanların
sayısı on milyonlarla ölçülüyorsa sosya
ekonomik durum her gün kötüye gidiyor demektir.
Türkiye’nin asıl tartışması gereken konular
bunlarken biz bugün bunları tartışmıyor iktidarın tayin ettiği gündemin peşine
takılıp, başkanlığı tartışıyoruz.
Başkanlık gelecek bütün sorunlar bitecekmiş.
Bu nedenle AKP, daha doğrusu Tayyip Erdoğan,
doğru olmadığını bilmesine rağmen,“tekrarlanan
yanlış gerçeğe dönüşür” propaganda anlayışı ile devamlı olarak bunu
tekrarlamaktadır.
Bunu yaparak halkın, sonunda bu yalanı doğru
kabul edeceğini düşünmektedirler.
Ama iktidar sahipleri bir noktada
yanılıyorlar. Ne söylerlerse söylesinler, büyük halk kitleleri, ekonomik zorluk
içinde yaşadıklarını ve bu ülkeyi de on dört senedir de Tayyip Erdoğan’ın
yönettiğini ve hayatlarının her geçen gün daha kötüye gittiğini yaşayarak
görüyorlar.
Ancak, Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarının
devamlı olarak söyledikleri “ Başkanlık
sistemi gelecek sorunlar bitecek” tekrarına
karşılık, bu ülkenin aydınları, namuslu insanları da, Tayyip Erdoğan ve AKP’nin
on dört yıldır iktidar olduğunu, ama yoksulluk sınırında yaşayan insan
sayısının her geçen gün arttığı doğrusunu anlatırlarsa, insanların yalanlardan çok
GERÇEKLERE inanma olasılığının daha fazla olduğunu göreceklerdir.
Onlara, sadaka
ile yaşamalarının kaderleri olmadığını, sadakaya muhtaç hale gelmelerinin
sebebinin devleti yönetenlerin Harun
olmaya geliyoruz dedikten sonra Karun olmaları olduğunu anlatalım.
Sosyal medya bu noktada çok önemli bir mecra
ama asıl halkın arasına katılıp bunları anlatmalıyız.
Bunu siyasi partilerin yapmasını beklemeden,
ülkenin aydınları yapmalıdırlar.
Eğer geniş kitlelere “Başkanlık gelecek dertler bitecek” sözünün yalan olduğunu anlatamaz isek, işte o zaman bineriz bir alamete gideriz
kıyamete.