Bu ülke anayasa
tartışmaktan yorgun düştü; asıl tartışılması, üstünde kafa yorulması gereken
meselelere eğilmeye fırsat bulamıyor.
Geçmişte de ekonomik
olarak batağa saplanan tüm hükümetler, aynen AKP gibi, kabahati daima
anayasalara bulmuşlardır.
Bir gerçeği görmemiz
lazım, demokrasi ekonomik olarak gelişmiş ülkelerde sorunsuz yürür. Orada
demokrasiler kesintiye uğramaz. Zira oralarda, açlık ve yoksulluk sınırında
yaşayan insan sayısı çok az olduğu için, seçmen tercihini kömüre, kullanım
tarihi geçmekte olan makarna dağıtımına göre yapmaz.
On dört yıldır iktidardasın,
işsizlik rakamları çok daha yüksek
olmasına rağmen yüzde on bir olarak ilan ettiğin işsizliğin sorumlusu sen değil
misin, şimdi etrafa afra tafra yapıyorsun.
93 yıllık
Cumhuriyetin alın teriyle yarattığı bütün değerleri eşe dosta satıp, yerine bir
tane tüten baca koymadın.
Hiç üretmeden
kalkınma olur mu? Köprüler, yollar ünlü
iş adamının söylediği gibi sadece rant
kapısıdır.
Ondan sonra da dönüp işsizliğin sorumluluğunu
kendinden başka herkese yüklüyorsun.
İnsan aklıyla alay
edercesine “bankalar paradan para kazanmasın” demek gibi şahane bir bilgisizlik örneği gösteriyorsun.
Ekonomideki, yanlışların
saymakla bitmeyeceği gibi, dış politikadaki yanlışların, tutarsızlıkların da
öyle.
Rus uçağını
düşürdükten sonra önce babalandın “Hava
sahamızı ihlal ederseniz uçağınızı gene düşürürüz” dedin, sonra bu lafları
yuttun, “Düşüren pilot FETÖ imiş”
diyerek, herkesi aptal yerine koyup, işin içinden sıyrılacağını düşündün. Ülke ekonomisine büyük
zarar verdiğin gibi Rusya’nın da bunu unutacağını zannettin.
Bir şeye dikkat ettin
mi? Rus uçağı 24.11.2015 de düşürülmüştü, Rusya destekli Suriye Ordusu’na ait
uçaklarda tam bir yıl sonra 24.11.2016 da bizim askerlerimizi vurdu.
Rus uçağını
düşürdükten sonra, “Gene vururuz” diyordun ya, hadi tam zamanı, bırak Rus uçağını
Suriye’ye bir tepki ver, şehidimin kanı yerde kalmasın.
Peşmerge’nin, hem de
bir 29 Ekim günü bu ülkenin topraklarından PYD’ye yardım için Ayn el Araba
geçmesine izin verdin, şimdi de PYD’nin başı için “Kırmızı Bülten” istiyorsun.
Dün İsrail’e şov
yapıp “One minute” diyordun, 20 milyon
dolara, ülke insanın, uluslararası sularda hukuksuz olarak katlini sineye çektin.
Birde bu arada Amerika’da, İsrail’e sempatik gözükmek, yaranmak için Lobbying
yapsın kisvesi altında Yahudi şirketlerine 67 milyon dolar aktardın.
Yakalandın.
Senin Dış İşleri Bakanın, bu devletin kurucu
antlaşması olan Lozan Antlaşmasını tartışmaya açabiliriz demek hadsizliğini
gösterdi.
Hep yanlış
yapıyorsun, Rusya ile balayı yaşarken Suriye Türk askerlerini vuruyor, Avrupa
Parlamentosu Türkiye ile müzakereler dursun kararı alıyor, Merkez Bankası faiz
artırımına gitmesine rağmen, dolar yükselmeye devam ediyor, bir yanda ülkenin
itibarı ayaklar altına alınırken, aynı zamanda da sayende her dakika fakirleşiyoruz.
Bu Anayasa
tartışmaları tamamıyla bu basiretsizliklerinin gündeme gelmemesi için oynadığın
bir gündem değiştirme oyunu. Türkiye’nin sorunun Anayasa olmadığını sen de
biliyorsun.
Sen de bunun
olmayacağını biliyorsun. Biliyorsun ama bunu peşine takılıp sürüklenen, birkaç
istisna milletvekili dışında, öyle tutarlı, ön görülü bir muhalefette
olmadığını bildiğin için bunu yapabiliyorsun.
Senin yanlış politikaların
nedeniyle içerde dışarıda her gün günahsız insanlar ölüyor, şehitler veriyoruz.
Sizin çocuklarınızın
arasında hiç şehit yok, elbette olmaz, savaşlara
karar verenlerin çocukları daima cephenin uzağındadır,
Gariban vatan
evlatları sizin çocuklarınız yerine şehit oluyor. Senin ki de okla yayla şov yapıyor.