CHP İstanbul İl başkanı Canan Kaftancıoğlu,
Partideki ulusalcılarla anlaşamıyorum demiş.
Böyle bir söylemde bulunmasının sebebi, o
açılım derken, ulusalcıların böyle bir şeyi kabul etmemeleri olsa gerek.
Türkiye’nin üniter yapısının federatif bir
yapıya dönüşmesi, Türkiye’nin kurucu antlaşması olan Lozan Antlaşmasında bulunmayan ve hiçbir uluslar arası
sözleşmenin Türkiye’yi kabule zorlamadığı ve devletin azınlık olarak tanımadığı, etnik ve dilsel azınlık olan Kürtlere Lozan
antlaşmasında azınlık olarak tanınan Müslüman olmayan azınlıklara tanınan
haklar gibi haklar verilmesini görüşmeye başlanması ise, hanımefendinin
ulusalcılar ile anlaşmazlığı,
ulusalcılar bu partide çoğunlukta bulunduğu sürece, yani sonsuza kadar devam
edecek demektir.
Neyin açılımı yapılacak, ya da hanımefendi,
açılımdan ne anladığını açıklayacak.
Açılımdan anladıkları, ülkenin üniter
yapısını tartışmaya açmaksa Cumhuriyet Halk Partisi içindeki ulusalcılar sonuna
kadar bununla mücadele edeceklerdir.
Açılımdan anladıkları, ülkenin üniter
yapısını korumak için Yerel Yönetimler özerklik şartına Türkiyenin koyduğu
çekincelerin kaldırılması arzusu ise, oda ABD’nin kurmak istediği Kürt
koridorunu hayata geçirmek arzusudur, ulusalcılar bununla da sonuna kadar
mücadele edeceklerdir.
Cumhuriyet Halk Partisi Yönetiminden
ulusalcılar tasfiye edilinceye kadar, kullanılmasına izin verilmeyen “terör”
faaliyeti yerine “savaş” silah bırakılması yerine “ateşkes” ve barış gibi
söylemlerin kullanılmasını mı istemektir.
Ülkenin üstüne sinsi bir oyun oynanırken,
sinsice planlar yapılırken “Açılım” demek, devleti kuran Atatürk’ün partisinin
bir il başkanına yakışmamıştır.
Aslında yakışmamıştır diyoruz ama yaptıkları
kendilerine biçilen misyonun gereğidir.
Bu açılımı Türkiye’ye dayatan kimdir?
Elbette ABD’dir.
Ülkesiyle milletiyle bölünmezlik ilkesi
Kemalizm’in söylemidir.Daha 1990 da CİA’nı Ortadoğu Masası şefi ve Türkiye
uzmanı Graham Füller “Kemalizm’in modası
geçmiştir” dememiş miydi.
Şimdi Türkiye’de açılımı savunanlarda bilerek veya bilmeyerek ABD’ye hizmet etmektedirler.
Aslında açılım, Kemalizm’in temel felsefesi
olan ülkesiyle, milletiyle bölünmez bütünlüğü reddetmektir.
Aslında hanımefendi’nin şimdilik
söylemediği, söyleyemediği demokratik özerkliktir. Ama hanımefendi gene de
nazik bir üslup kullanmış ve “anlaşamıyoruz” demiştir.
Ulusalcılarla anlaşamamak yeni bir durum
değildir. Bu partinin Parti Meclisi Toplantısında, hem de Genel Başkanın önünde,
bir terbiye yoksunu ulusalcılara yönelik
“geri zekalılar” diyebilmiş ve maalesef
Genel başkandan en ufak bir uyarı almamıştır.
Şimdi sosyal medya da bir takım, aklı
kıtlar, ulusalcıları eleştiriyorlar. Parti iktidara gelirken bizler hep böyle
yaparmışız, iktidar yolunu tıkarmışız.
Ülke bölünürken iktidara gelsen ne olur
gelmesen ne olur. Ulusalcılar için partiden önce ülke gelir. Bu partinin
ulusalcı kadroları için öncelik, ülkesiyle milletin bölünmez bütünlüğüdür.
Tabii “açılımcılar” bunu anlamazlar, aslında
anlarlar da ama emrinde olduklarına
yaranmak için böyle söylerler.
Böyle saçma sapan konuşanlara Nazımın
dizeleriyle cevap verelim “Sevdalıyız
biz vatana, öfke doluyuz satana. Bu memleket bizim.
Bir cümlede bizden SEVDALIYIZ BİZ PARTİMİZE, ÖFKE DOLUYUZ İLKELERİNDEN SAPTIRMAYA
ÇALIŞANLARA, BU PARTİ BİZİM.