AKP’nin önümüzdeki
Cumhurbaşkanlığı seçiminde 2. Tura katılırsa ne yapacağı kiminle ittifak
yapacağı çok konuşuluyor.
Bana göre AKP 2. Turda
oyları taban yapmış MHP’yi devre dışı bırakır ve HDP ile uzlaşır.
Her ne kadar HDP
yetkilileri 2. Tura kalınırsa kesinlikle Tayyip Erdoğan’ı desteklemeyeceklerini
söylüyorlarsa da “Siyasette 24 saat çok uzun
bir zamandır” diyen Süleyman Demirel’in, bu meşhur sözünün ne
kadar doğru olduğunu yaşayarak göreceğiz.
Bunun ilk adımları
atıldı.
Geçtiğimiz ay AKP milletvekilleri
Taner Yıldız, Mehdi Eker ve Efkan Ala'nın Londra merkezli Demokratik Gelişim
Enstitüsü'ne (Democratic Progress Institude) yaptıkları ziyaret haber oldu.
Haber olmasının sebebi, bu kuruluşun PKK ile ilintili olduğu gibi bir
kanaatin bulunması idi.
Kuruluşun web
sayfasında, Enstitünün ilgi alanının uyuşmazlıkların çözümü ve demokratik
gelişim olduğu bildiriliyor.
Kuruluşun, BOP’un Büyük İsrail hedefine
ulaşılabilmesinin önemli bir adımı olan Bağımsız Kürdistan için Türkiye’deki "Çözüm Süreci”ne çok özel ilgi
gösteriyor olması dikkat çekiyor.
Kuruluşun CEO'su Kerim
Yıldız, bağımsız Kürdistan kurulmasını ve Türkiye'deki Kürt sorununun çözümünde
uluslararası arabuluculara ihtiyaç bulunduğunu savunmasıyla tanınıyor.
Norveç, Hollanda,
İrlanda dışişleri bakanlıklarının desteklediği bu kuruluşu AKP milletvekilleri ziyaret edince, bu,
elbette haber olur. Yandaş medya dışında kalan ülkemizde maalesef çok az bulunan objektif basın bu haberi haklı
olarak geniş şekilde kullandı. Bazı CHP
milletvekilleri de (özellikle Haluk Pekşen) bu ziyareti eleştirdiler ve
sebebini sorguladılar.
Tabii bu kuruluşun
AKP’nin “Çözüm Sürecine” ilgi göstermesi, AKP Milletvekillerinin de bu kuruluşu
ziyaret etmeleri, hem de geçtiğimiz ay ziyaret etmeleri elbette çok anlamlıdır. Anlamlıdır zira;AKP’nin yeni seçim
stratejisinin işaretlerini vermektedir.
Bu ziyaret, Cumhurbaşkanlığı seçimi 2. Tura kalır ise AKP, Güneydoğu Anadolu’da bölünmeden yana olan
bir kısım Kürt kökenli seçmenlerin oyunu alabilmek için “Çözüm Sürecini” tekrar
devreye sokma hazırlığıdır.
Demokratik Gelişim
Enstitüsü'nün çözüm sürecine özel ilgi göstermesinin amacı emperyalistlerin, Ortadoğu petrol ve doğal gazını Akdeniz’e
akıtacak koridorun Türkiye ayağını sağlamak için bu bölgenin Türkiye’den
koparılmasıdır.
Bu koridorun Irak ve Suriye ayakları sağlanmış, buna Türkiye ayağının
ilavesi kalmıştır.
Bu kuruluşun farklı zamanlarda Londra'da ve Türkiye'de
düzenlediği etkinliklere bazı
milletvekilleri katılmış bu toplantılarda seçimler sonrası "çözüm
süreci" yeniden başlayana kadar geçecek zamanda ne yapılacağı da
tartışılmıştır.
Yani “çözüm sürecinin”
tekrar başlayacağını bunlara birileri söylemiş olacak ki; onlar bu konularda bazı
Türk Milletvekilleri ve katılımcılarla hadleri
ve hakları değilken bu konun işlendiği toplantılar yapabilmişlerdir.
Kuruluşun düzenlediği
etkinliklerin müdavimleri arasında Ali Bayramoğlu, Oral Çalışlar, Kezban
Hatemi, Prof Sevtap Yokuş gibi tanınmış “akil
adamlar”(!) "çözümcüler”
var.
Kuruluşun amacının ne
olduğu gayet açıkken, bu kuruluşun etkinliklerinde Türk milletvekillerinin ne işi var!
Bunu yapanlar ulus
devletten bağımsızlıktan yana insanlar olamazlar. Bunun için tek vatan, tek bayrak,
tek millet lafları geniş kitlelerin gazını almaktan başka bir şey değildir.