5 Ocak 2018 Cuma

CHP KURULTAY’A GİDERKEN


Devleti kuran, çok partili hayata hiçbir iç ve dış baskı olmadan geçen,  Cumhuriyet Halk Partisi’nin Kurultayı bir demokrasi şöleni olmak gerekir.
O nedenle Kurultay’ın iki güne sığdırılması,dün olduğu gibi bugünde  Kurultayı kısırlaştırır. Oradan ülkeye yön verecek, gündem yaratacak fikir ve düşünceler çıkmaz.
Cumhuriyet Halk Partisi tarihi günler süren kurultaylarla doludur. Nitekim 14 Ocak 1959 tarihli 14. Kurultayı tam dört gün sürmüştür. Bu dört günün sonunda siyasi tarihimizin çok önemli bir belgesi olan İlk Hedefler Beyannamesi kabul edilmiştir.
Ama çok uzun yıllardan beri Cumhuriyet Halk Partisi Kurultayları ikinci günü sadece organ seçimlerinin yapıldığı iki güne sığdırılmaktadır.Kurultay tartışmaları o da olursa sadece ilk günde sınırlı bir zaman içinde yapılır hale geldi.
Cumhuriyet Halk Partisi çok uzun zamandır seçim kazanmamamsının sebebinin  kendi yapısındaki aksaklıklardan, sakatlıklardan ileri geldiğini kabullenmezse hem gerçeklikten uzaklaşmış olur ve hem de ülke sorunlarına çözüm getirecek sonuçlara ulaşamaz.    
Partinin kendi kendisini methetmesi, üzerine toz kondurmaması arka arkaya seçim kaybettiği halde sorunu sadece rakibi AKP’nin hileli ve gayri meşru davranışlarına ve bunlara  göz yuman Yüksek Seçim Kuruluna yüklemekle bir şey elde edemez, elde edilemeyeceği gibi çok şeyde kaybedilir.Bu zihniyetten vaz geçilmediği sürece de seçim kazanılamaz. Basını, yargıyı hemagonyası altına alarak iktidardan gitmemeyi kendisine amaç edinmiş, meşru, gayri meşru bütün yol ve yöntemleri kendisi için hak kabul eden bir siyasi rakiple karşı karşıya olduğu bilinerek, meşruiyet içinde kalarak, yaratıcı ve zorlayıcı siyaset yapma yöntemlerine baş vurularak hareket edilmesi gerekir.
Bu durumda  Halk Partisi’nin iktidara gelmesini isteyenlerin, partinin bütün zayıf ve hatalı taraflarını masanın üstüne koyması gerekir. Böyle bir davranışın, dosta düşmana karşı CHP’yi kötü durumda bırakacağını, onu halkın gözünden düşüreceğini iddia etmek yanlış, hatalı bir düşünce tarzıdır.
Cumhuriyet Halk Partililer şunu bilmek ve kabul etmelidirler ki, ancak büyük  insanlar hiç çekinmeden kendi yanlışlarını söyleyebilen insanlardır” Sağlam temeller üzerine oturmuş Cumhuriyet Halk Partisi gibi köklü, 20 yüzyılın en büyük değişim ve dönüşüm projesi olan cumhuriyeti kuran, devrimleri gerçekleştiren, devrimlerde öngörülen çağdaşlaşma projesini yaşama geçiren  siyasi parti halkın önünde  kendi kendini tenkit edebilirlerse, bundan zararlı çıkmaz tam aksine  daha da güçlü çıkar.
Cumhuriyet Halk Partisinin mazisi, başardıkları ortada olan bir siyasi partidir.Kurucusu çağın yetiştirdiği en büyük devlet adamı   Atatürk olan bir parti,  1977 den beri seçim kazanamamanın sebeplerini ortaya koyma ve kendi kusurlarını düzeltme amacıyla kamuoyunun önünde açıkça tartışırsa hiç bir şey kaybetmez  tam tersine çok şey kazanır.
Ancak Cumhuriyet Halk Partili yöneticiler şunu bilmelidirler ki, partinin zaaflarını ne kadar sakladıklarını, üstünü örttüklerini zannederlerse  zannetsinler,  o kusurlar zaten halk tarafından bilinmekte, hatta mübağlalı olarak dillendirilmektedirler.
Ama Cumhuriyet Halk Partisi’ni yöneten kadrolar, bu kusurları bilmezden gelip o kusurlara önem vermeyerek, çözüm üretmeyerek, ilkelerinin ve programının yolundan değil de, bir süreden beri olduğu gibi “idarei maslahat  yolundan yürümeleri”, Cumhuriyet Halk Partisi’ni devrimci niteliği gereği olması gereken yeni hamlelerin sahibi, yeni bir ruh veya heyecanın yaratıcısı yapmaz.
Atatürk’ün partisini, mazisindeki başarıların yarattığı krediyi yiyen,miras yedi bir siyasal kuruluş olarak kalmasına neden olur. Bu da onu, tarihi görevini bitirmiş, fonksiyonu kalmamış bir parti haline getirir.
Cumhuriyet Halk Partisini yönetenler, emperyalizmin sömürü aracı olarak kullandığı teorilerden (!)miadını doldurmuş siyasi söylemlerden vaz geçip  altı oka sıkı sıkıya  sahip çıkarlarsa parti gene o devrimci  kimliğine bürünür.
Halkın güvenini kazanıp umut olurlar. Cumhuriyet Halk Partisi’nin geçmişindeki bütün başarıları altı ok ilkelerine sarıldığı dönemde elde edilmiştir.