Geçtiğimiz hafta
içinde Ankara Siyasal Bilgiler fakültesinin yerleşkesinde son çıkan KHK ile
işlerine son verilen öğretim üyelerine destek vermek için kimseye saldırmayan
ve silahsız olarak toplanan öğretim üyelerine polis şiddet uyguladı.
Fakültenin içine
girdi, göz yaşartıcı bomba kullandı.
Bu olay olurken,
kalabalığın arasında “yetmez ama evet”çi
utanmazları görünce içim burkuldu.
Aydın, tehlikeleri
önceden görüp, halkını uyaran insana denir. Yani “aydın” ufkun ötesini gören insandır.
Bunlar zamanında “aydın” sorumluluğunu üstlenip
yapılan haksızlıklara tepki veremeyen, tam aksine ufkun ötesini görüp, halkını
uyarmayan zavallılardır.
Siyasal Bilgiler yerleşkesinde öğretim üyelerine,
öğrencilere polis acımasızca saldırırken, bir tanesi günah çıkartırcasına olay
yerinde görüntü veriyordu.
İnsanda biraz utanma duygusu olur, “yetmez ama evet” diye sokaklarda dolaşırken,
işlerin bu noktaya geleceğini hiç düşünmemiş miydiniz.
Siz nasıl aydınsınız. O, “yetmez ama evet” dediğiniz
anayasa değişikliğinden sonra işlerin bu noktaya geleceğini öngöremediniz mi?
Yoksa o tarihteki küçük çıkarlarınız, o anayasa değişikliğine destek vermenizi
mi gerektiriyordu.
Küçük menfaatlerin adamısınız, çıkarcısınız.
Şimdi olaylar ters tepti, toplum gerçekleri görmeye
başladı, bir anda demokrat kesildiniz.
Sizin geçmişiniz karanlıktır.
Yapılan hukuksuzluklar ayyuka çıkmışken, o tarihte
yargılananlara duyduğunuz kin ve nefret duygusu ile yapılan hukuksuzluklara
tepki vermek bir yana, yargısız infaz yapıyordunuz.
Bugün sureti haktan görünüp güya “destek”! için
hocaların yanına gidiyorsunuz.
“Yetmez ama evet” diyerek destek verdiğiniz 2010
Anayasa değişikliğiyle Anayasa Mahkemesi halledilmiş bu ülkede fren mekanizması
da kalmamıştır.
Mutlumuzsunuz şimdi?
Hiçbir denetim mekanizması kalmayan ülkede oraya
buraya destek ziyaretleri yapıp gösteri yapmayın. Sizler mütareke dönemi
“münevverlerisiniz”.
Sizler için ne ülkenin ve ne de bu ülkede yaşayan insanların bir önemi
vardır.
Sizler için tek şey kişisel çıkarlarınızdır. Bugünde
çıkarlarınıza dokunulmayacağından emin olsanız, ya da size bir şekilde bunun
garantisi verilse sizler bugün ortalara çıkar, Tayyip Erdoğan’ın getirmek
istediği tek adam rejimine destek verirsiniz.
“Evet” diye pankart açar, tişörtler giyersiniz.
Sizler “aydın” falan değilsiniz. Sizler olsa olsa ,
kurtuluş savaşına karşı çıkan, mütareke dönemi aydınlarının günümüz yansımalarısınız.
Sizin için ülkenin, halkın yararları yoktur, sadece
kendi menfaatiniz vardır.
Hukuksuzluğa tepki verenlerin yanına gidip onları da
kirletmeyin.
Verdiğiniz destekle yasamaya zaten egemen olan
iktidar, demokrasi için en tehlikeli olanı yargının siyasallaşması da sağlanmıştır.
İktidar bu gücünü de kullanarak, şimdi de “Hayır”
diyenlere hayat hakkı tanımadan yeni bir referandum sürecine giriyoruz.
Ülkesine ihanet eden
“yetmez ama evet” ci mütareke aydınları, yapacağınız tek şey, çıkıp
yalan söyleyerek kandırdığınız ya da kandırmaya çalıştığınız Türk halkından
özür dilemektir.
Muktedirler, her zaman sizler gibi zayıf karakterli
insanları bulup, kullanıp, sonrada kirli kağıt mendil gibi, layık olduğu yere
çöp kutusuna atarlar.
Şimdi ki konumunuz,
siyasal iktidar tarafından kirletilip buruşturulup çöp tenekesine
atılan kağıt mendil konumudur.
Siyasal iktidardan herkes şikayetçi olabilir ama
sizlerin bu konuda tek kelime söylemeye hakkınız yoktur; zira Ülkenin bu noktaya gelmesine sizler destek
verdiniz, “yetmez ama evet” sizin ürettiğiniz bir söylemdi, haydi geçmiş olsun
size. Yatın kalkın Türk halkının sağduyuyla hareket ederek bu tek adam rejimine
“Hayır” desin, hakkınız olmasa bile sizde bu ülkede hukuk güvenliği içinde
yaşayın.