2 Eylül 2016 Cuma

BEDEL ÖDEMEK


AKP iktidara geldiğinden beri dış politikada ülkeye büyük zararlar verecek yanlışlar yapıyor.

Bu devletin temel dış politika felsefesi “Yurtta Sulh Cihanda Sulh” anlayışıdır. Yani sadece kendi toprak bütünlüğümüzü değil bütün ülkelerin toprak bütünlüğünü savunmak ve saygı duymaktır.

AKP iktidarı daha doğru söylemek gerekirse Tayyip Erdoğan, güneyimizde, Irak ve Suriye’de oynanan oyunun, emperyalistlerin, bölgeyi yeniden bölüşmek ve ham madde ve pazarların kimlerde kalacağını saptamak için olduğunu anlayamadı.

Irak’da milyonlarca insan, Saddam’ın elinde kimyasal silahlar var yalanı sonucunda öldü.

Bu yalanı söyleyenler sonradan bunun gerçek dışı  olduğunu dünyaya ilan etmek zorunda kaldılar, ama bu yalan nedeniyle bugün Irak’ın toprak bütünlüğü tartışılır hale geldi.

Bundan ders alamayan Tayyip Erdoğan ve arkadaşları eğer kast yoksa  aynı yanlışa, Suriye’de de düştüler.

Bu sefer de bir zamanlar yakın dost oldukları Beşşar Esad’ın “insan hakları ihlalcisi” olduğu söyleminin peşine takılıp Suriye’nin yangın yerine dönmesinde, yani toprak bütünlüğünün ortadan kalkmasında başat rol oynadılar.

Beşşar Esad rejimi artık evrensel bir değer, bir hak olan insan haklarını çiğniyor idiyse, o ülkenin toprak bütünlüğüne saygı göstererek ekonomik ve siyasi yaptırımlar uygulanarak bu sorun kan dökmeden, milyonlar yerinden yurdundan edilmeden çözülebilirdi.

Emperyalistler bu insani yolu seçmeden, Suriye üstüne oyunu, “kiralık silahları” Özgür Suriye Ordusu ile oynadılar.

Kimdir Özgür Suriye Ordusu? Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’ı devirmek için savaşan, rejimi yıkmak isteyen askerler (aynen bizde 15 Temmuz Darbe girişiminde bulunanlar gibi) ve içinde Müslüman kardeşleri de barındıran çeşitli fraksiyonlardan oluşan, maddi manevi desteğini bölgenin haritasının yeniden çizilmesi ve böylece petrol ve suya egemen olmak  isteyen emperyal devletlerden alan bir silahlı örgüttür.

Yani batının, işi bittiği zaman terk edeceği “kiralık silahıdır”. Şimdilerde bu “kiralık silahlara” , “vekaleten savaşanlar” deniyor.

Türkiye dinci bir yapı olan İŞİD’in Suriye’den kendisine yönelik terör saldırılarını önlemek için askeri operasyon yaparken, ki bu uluslar arası hukuktan kaynaklanan hakkıdır, bu hakkını Özgür Suriye Ordusu’nun önünü açmak için kullanılmasının anlaşılabilir, savunulabilinir bir tarafı yoktur.

Tayyip Erdoğan, “Suriye’nin yönetilmesine Suriye Halkı karar versin” diyor. Eğer bu söylemde samimi olsa idi Türkiye’nin Suriye rejimi ile uzlaşması, İŞİD’e karşı onunla beraber hareket etmesi gerekirdi.

 Ancak böyle yapılmayıp, çok yanlış bir şekilde Suriye dışından devşirilmiş dinci Özgür Suriye Ordusu militanlarına destek veriliyor.

Türkiye, Suriye’nin toprak bütünlüğüne yönelik bu emperyalist saldırı karşısında, Suriye’nin toprak bütünlüğünden yana mücadele verseydi, aynen Kurtuluş Savaşı sonrasında olduğu gibi bütün İslam dünyasının ve sömürülen halkların gerçek kutup yıldızı olabilirdi.

Suriye rejimi için hukuk dışı olan Özgür Suriye Ordusunun önünü açmak yarın Türkiye’nin başına büyük sorunlar açabilecek, eğer kast yoksa, büyük bir yanlıştır.

Özgür Suriye Ordusu’nun emperyalizmden destek alan PKK’dan/PYD’den bir farkı yoktur.

PKK nasıl bu ülkenin yasal rejimine, toprak bütünlüğüne karşı  başkaldırmışsa Özgür Suriye Ordusu da Suriye’nin yasal rejimine karşı başkaldırmıştır.

Bugün Suriye’de Esat rejimine karşı  Özgür Suriye Ordusu’nu destekleyen emperyalistler,  yarın Türkiye’ye karşı, PKK’yı, Türkiye’nin bugünkü tutumunu örnek göstererek destek olursa ne söyleyebiliriz.
Türk dış politikası, çapsız insanların elinde ipotek altına alınmıştır. Bu yanlışların bedelini bu millet öderken, bunun siyasi sorumluları da, hukuki tarafı yarın Yüce Divan’da sorulmasını beklemeden, siyaseten bir bedel ödemek zorundadırlar.