AKP iktidara
geldiğinden beri dış politikada ülkeye büyük zararlar verecek yanlışlar yapıyor.
Bu devletin temel dış
politika felsefesi “Yurtta Sulh Cihanda Sulh” anlayışıdır. Yani sadece kendi
toprak bütünlüğümüzü değil bütün ülkelerin toprak bütünlüğünü savunmak ve saygı
duymaktır.
AKP iktidarı daha
doğru söylemek gerekirse Tayyip Erdoğan, güneyimizde, Irak ve Suriye’de oynanan
oyunun, emperyalistlerin, bölgeyi yeniden bölüşmek ve ham madde ve pazarların
kimlerde kalacağını saptamak için olduğunu anlayamadı.
Irak’da milyonlarca insan, Saddam’ın elinde kimyasal
silahlar var yalanı sonucunda öldü.
Bu yalanı söyleyenler
sonradan bunun gerçek dışı olduğunu
dünyaya ilan etmek zorunda kaldılar, ama bu yalan nedeniyle bugün Irak’ın
toprak bütünlüğü tartışılır hale geldi.
Bundan ders alamayan
Tayyip Erdoğan ve arkadaşları eğer kast
yoksa
aynı yanlışa, Suriye’de de düştüler.
Bu sefer de bir
zamanlar yakın dost oldukları Beşşar Esad’ın “insan hakları ihlalcisi” olduğu
söyleminin peşine takılıp Suriye’nin yangın yerine dönmesinde, yani toprak
bütünlüğünün ortadan kalkmasında başat rol oynadılar.
Beşşar Esad rejimi
artık evrensel bir değer, bir hak olan insan
haklarını çiğniyor idiyse, o ülkenin toprak bütünlüğüne saygı göstererek
ekonomik ve siyasi yaptırımlar uygulanarak bu sorun kan dökmeden, milyonlar
yerinden yurdundan edilmeden çözülebilirdi.
Emperyalistler bu
insani yolu seçmeden, Suriye üstüne oyunu, “kiralık silahları” Özgür Suriye Ordusu ile oynadılar.
Kimdir Özgür Suriye
Ordusu? Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’ı devirmek için savaşan, rejimi
yıkmak isteyen askerler (aynen bizde 15 Temmuz Darbe girişiminde bulunanlar
gibi) ve içinde Müslüman kardeşleri de barındıran çeşitli fraksiyonlardan
oluşan, maddi manevi desteğini bölgenin haritasının yeniden çizilmesi ve
böylece petrol ve suya egemen olmak
isteyen emperyal devletlerden alan bir silahlı örgüttür.
Yani batının, işi
bittiği zaman terk edeceği “kiralık
silahıdır”. Şimdilerde bu “kiralık silahlara” , “vekaleten savaşanlar”
deniyor.
Türkiye dinci bir
yapı olan İŞİD’in Suriye’den kendisine yönelik terör saldırılarını önlemek için
askeri operasyon yaparken, ki bu uluslar arası hukuktan kaynaklanan hakkıdır,
bu hakkını Özgür Suriye Ordusu’nun önünü açmak için kullanılmasının
anlaşılabilir, savunulabilinir bir tarafı yoktur.
Tayyip Erdoğan, “Suriye’nin yönetilmesine Suriye Halkı karar
versin” diyor. Eğer bu söylemde samimi olsa idi Türkiye’nin Suriye rejimi
ile uzlaşması, İŞİD’e karşı onunla beraber hareket etmesi gerekirdi.
Ancak böyle yapılmayıp, çok yanlış bir şekilde
Suriye dışından devşirilmiş dinci Özgür
Suriye Ordusu militanlarına destek veriliyor.
Türkiye, Suriye’nin
toprak bütünlüğüne yönelik bu emperyalist saldırı karşısında, Suriye’nin toprak
bütünlüğünden yana mücadele verseydi, aynen Kurtuluş Savaşı sonrasında olduğu
gibi bütün İslam dünyasının ve sömürülen halkların gerçek kutup yıldızı
olabilirdi.
Suriye rejimi için
hukuk dışı olan Özgür Suriye Ordusunun önünü açmak yarın Türkiye’nin başına
büyük sorunlar açabilecek, eğer kast
yoksa, büyük bir yanlıştır.
Özgür Suriye
Ordusu’nun emperyalizmden destek alan PKK’dan/PYD’den bir farkı yoktur.
PKK nasıl bu ülkenin
yasal rejimine, toprak bütünlüğüne karşı
başkaldırmışsa Özgür Suriye Ordusu da Suriye’nin yasal rejimine karşı
başkaldırmıştır.
Bugün Suriye’de Esat
rejimine karşı Özgür Suriye Ordusu’nu
destekleyen emperyalistler, yarın
Türkiye’ye karşı, PKK’yı, Türkiye’nin bugünkü tutumunu örnek göstererek destek
olursa ne söyleyebiliriz.
Türk dış politikası,
çapsız insanların elinde ipotek altına alınmıştır. Bu yanlışların bedelini bu
millet öderken, bunun siyasi sorumluları da, hukuki tarafı yarın Yüce Divan’da
sorulmasını beklemeden, siyaseten bir
bedel ödemek zorundadırlar.