Hatırlayacaksınız CHP
Genel Başkanı, yolsuzluklarla mücadele
etme, şeffaflık, hesap verilebilirlik, dürüstlük, konularına uyacağına dair
“taahhütname” vermişti.
İşte şimdi bunu test
etmenin tam zamanı.
Beşiktaş ve Ataşehir
Belediyeleri’nde yolsuzluk iddiaları gündeme geldiği zaman, CHP yönetimi, biri
eski savcı, biri eski bir hesap uzmanı ve diğeri de eski bir belediye başkanı
olan üç kişilik bir komisyon kurarak, bu iddiaların araştırılacağını ilan etmiştir.
Melih Aşık’ın Perşembe
günü köşesinde belirttiğine göre, bu komisyon, Beşiktaş Belediye Başkanının
kesin ihracını tavsiye eden raporunu
tamamlamış ve 1.5 ay önce Genel Merkeze verildiğinin “söylendiğini”
yazmış.
Parti Yönetiminin şimdi
yapması gereken, ilk önce bu raporun komisyon tarafından hazırlanıp,
kendilerine sunulup, sunulmadığını açıklamasıdır.
Eğer bu rapor henüz
kendilerine sunulmamış ise, niye ve kimin tarafından geciktirildiğini ya da
hasıraltı edildiğini, niçin ya da ne karşılığında bunun yapıldığını ortaya
çıkartıp gereğini yapmaları ve bunu da kamuoyu ile paylaşmaları gerekir.
Çünkü bu raporu
hazırlamakla görevli olanlardan birisi hakkında, sosyal medya da çok ağır bir suçlama yer aldı, bu nedenle, bu
rapor teslim edildi ise açıklanmalı ve
bu insan töhmet altında kalmaktan kurtarılmalıdır.
Yok, hakikaten bu
raporu geciktirmişse, hasıraltı etmişse onun içinde gereğinin yapılması
gerekir.
Eğer gerçekten böyle
bir rapor CHP Genel Merkezi’ne ulaşmışta gereğini yapılmamışsa/yapılamıyorsa, gereğinin
yapılamamasının sebebi nedir, bunu kim ya da kimler, niçin, ne karşılığında yapmamaktadırlar.
Bu rapor, yaygın
olarak söylenen yolsuzlukları, hukuksuzlukları tespit etmiş de parti yetkililer
gereğini yapmıyor ise, bundan sonra artık hiç kimse “çalıp, çırpmakla” “kul hakkı yemekle” suçlanamaz.
Kendi evini
temizlemeyen/temizleyemeyen bir kişi başkalarının pisliğinden nasıl söz
edebilir?
Ayrıca bu gereğini
yapmamak,üstünü örtmek, toplumda, parti tabanında, korkulan bir şeyin var
olduğu kanısını uyandırır.
Bu raporun gereğinin
yapılmamasının, “dürüstlük, şeffaflık,
hesap verilebilirlilikle” izah edilmesi mümkün değildir.
Şimdi sakın ortaya
çıkıp da, ya da trolleriniz vasıtasıyla, “Bunlar bir şey mi, öbürlerinin
yolsuzluğunun yanında” “Partiye zarar veriyorsunuz” demeyin.
Yolsuzluğun,
hırsızlığın, çalıp çırpmanın büyüğü küçüğü olmaz. Böyle bir şey varsa sen
gereğini yap, ondan sonra da diğer tarafa dilediğini söyle ama, önce sen
gereğini yap.
Bu eleştiriler
partiyi yıpratmak için değil, tam aksine, eskisi gibi pırıl pırıl kalabilmesi
adına, partiyi sakınmak için yapılıyor.
Adamın hiçbir şeyden
korkmadığı çekinmediği belli, İlçe seçimlerinde istediği kişileri seçmediler
diye, partiye her şeyini vermiş, harcamış, parti emekçilerinin işyerlerini
yıkmaya teşebbüs etme cesaretini
gösterebiliyor.
Gazeteler bunu çarşaf
çarşaf bu gerekçelerle yazıyor. Allahtan da bu parti de gerçek CHP’liler var da
yıkımı durdurmak için etten duvar örüyorlar.
Yolsuzluk var da
üstüne gidilmiyorsa, en büyük kötülük alanlarda bu parti için hiçbir şey
beklemeden koşturan, alın teri döken parti emekçilerine yapılıyor.
Zira, bu sorularla
ithamlarla her gün yüz yüze kalan onlar. Onların parti çalışması yaparken
muhatap oldukları, AKP ve Tayyip Erdoğan için bir siyasi tehlike arz edilmediği
için o makamda kalması istenen, CHP üst yönetimini korumaya almış
gazetecilerden, çok daha acımasızdırlar.
Dürüstlük, şeffaflık,
hesap verilebilirlilik “taahhütname” vermekle olmaz, eylemle olur, eylemle. Elinize
bir fırsat geçti, toplumda yaratılan algı gibi, dürüst, şeffaf, yolsuzlukla mücadele
etme iradesine sahip misiniz değil misiniz?
Yoksa o “dürüstlük”, sadece yaratılan bir algımıydı?
Tam da Beşiktaş
seyircisinin o maçlarda haykırdığı gibi, test etmenin, işte şimdi tam zamanı.