HDP kurucularından
Kadir Akın, partisinin programının
Birinci Dünya Savaşı döneminde emperyalistlerin taşeron olarak
kullandıkları Ermeni Taşnaksutyun partisiyle aynı olduğunu söyledi.
Bu söyleme parti
yöneticilerinden de bir itiraz gelmediğine göre demek ki onlarda bu görüşü
paylaşıyorlar.
19. yüzyılın sonları,
20. Yüzyılın başlarında emperyalist güçler o dönemde hedeflerine ulaşmak, boğazın
hasta adamı Osmanlıyı parçalayıp yutmak için kullanmış oldukları milletlerden biri de,
bir dönemin teba-i sadıkası diye nitelenen Ermeni Milleti olmuştur.
Bugünde Ortadoğu’nun
haritasını yeniden çizmek isteyen BOP’un büyük patronları şimdi de Ermenilerin
yerine PKK’yı kullanıyorlar.
Kadir Akın’ın
partisinin programıyla aynı olduğunu söylediği Taşnaksutyun’un ilk kuruluşunda
amacı, Tifliste bulunan Genç Ermenistan, Armenekanlar ve Hıncak gibi komiteleri
birleştirmek, Türkiye’ye çeteler sokmak, Türkiye’de yaşayan Ermenileri
silahlandırmak, köylülere silah kullanmasını öğretmek, savunma örgütü yaratmak
bu hazırlıklardan sonra, Kürtleri de yanlarına alarak genel isyanlar
çıkarmaktı.
Bu eylemler bugün
Güneydoğu Anadolu’da yaşadıklarımızın hemen hemen aynısı. Yani yaşadıklarımız, eski
filmin değişik aktörlerle yeni uyarlaması.
Güneydoğu Anadolu’da
şehirler bölünmüş, devlete karşı silahlı
isyan başlamış, hendekler kazılmış, Demokratik Toplum Kongresi
Diyarbakır’da “Demokratik Özerklik” ilan belgesi açıklamış ama bu konuda Cumhuriyet Halk Partisi’nin ne
düşündüğünü bilen ve duyan yok.
Gençlik kollarından
bir genç çıkıp, hiçbir benzerliği olmayan ve hatta HDP tarafından
desteklenmeyen “Gezi Parkı Olayları” ile bugün Güneydoğu Anadolu’da yaşananları
aynı kefeye koyup, “O gün Gezi Parkında nasıl omuz omuza durduksa, bugünde
hendeklerin arkasında omuz omuza durmalıyız” diyebilmiş, Parti yönetiminden
buna bir tepki gelmemiştir.
Kurultay’a az bir
zaman kala, ülke süratle bölünmeye giderken, Cumhuriyet Halk Partisi’nin bu
konuda ne düşündüğünü bilen yok, zira partinin bu hayati konularda net bir
duruşu yok.
Bu parti devletin
kuran partidir. O nedenle oy hesaplarının ötesinde devletin ülkesiyle
milletiyle bölünmez bütünlüğünü herkese ve her şeye rağmen savunmak zorundadır.
Cumhuriyet Halk
Partisi, ABD böyle istiyor diye ülkenin bölünmesine sessiz kalamaz.
Amerikalılar istiyor
diye Atatürk unutturulamaz, toplum hafızasında silinemez. Atatürk’e ağzından
salyalar akarak küfreden bir adam kadın kontenjanından seçtirip genel başkan
yardımcısı yapılamaz.
Atatürk’ün resmini
odasında asılı bulunduğu yerden indiren “hainin” kim olduğu gizlenmemelidir..
Kemal bey:
1-Demokratik Toplum
Kongresinin özerklik ilanı hakkında ne düşünüyorsunuz?
2-PKK terör örgütü
mensuplarıyla hendeklerin, barikatların arkasında onlarla omuz omuza durmaktan
mı yanasınız?
3-İktidar olursanız
çatışma bölgesindeki insanlara, gençlere ne vaat ediyorsunuz, toplumsal
kalkınmadan ne anlıyorsunuz?
3-Atatürk’ün resmini
duvardan indiren, sizin bu partiye paraşütle getirdiğiniz söylenen
milletvekilin kim olduğunu açıklayıp, hakkında disiplin işlemi başlatmayı mı,
yoksa bu şahsı gizleyip korumayı mı düşünüyorsunuz?
Bu şahsı korursanız
aynı düşüncede olduğunuz kanaati toplumda egemen olacaktır.
4-Atatürk’e “kefere”
diye küfreden kişiyle aynı kanıda mısınız?
Bu konularda ne
düşündüğünüzü açıklamak, Konuşmak zorundasınız. Bazı olayları susarak, nasıl
olsa bir müddet sonra unutulur diye geçiştiremezsiniz.
Bir ülkede
demokrasinin yaşayabilmesi için umut veren muhalefet partilerine ihtiyaç
vardır. Artık halk sizden umudunu kesiyor, sizinle bu işin olmayacağı düşüncesi
yaygınlaşıyor.
Yaklaşan kurultayı
kazanabilirsiniz; hatta kazanacaksınız da, ama bu geniş kitlelerin siz bakışını
değiştirmeyeceği gibi, kifayetsiz muhalefet olarak AKP’ye dolaylı destek olmaya devam edeceksiniz.
Siz önemli
değilsiniz, ama demokrasi çok önemli.
Bu konularda
konuşmadığınız sürece, bu olayların gerçek sorumlusu olan, PKK kentlere silah
yığarken buna sessiz kalan ve bu nedenle her şehidin kanı ellerinde olan,
Atatürk’ü toplum hafızasından silmeye çalışan AKP’yi dolaylı olarak desteklemiş
oluyorsunuz.