Son
günlerde bazı TV kanallarında yapılan,
haber ve yorum konusu olarak gazetelerde ve internette yer alan tehdit
konuşmaları1 hakkında eski Devlet, Millî Savunma ve Adalet Bakanı
Prof. Dr. Hikmet Sami Türk, basında
hak ettiği yeri bulmayan ama çok doğru, ilim adamına yakışır yazılı bir açıklama yaptı: Bunu siz okuyucularımla paylaşmak istedim:
“Devletin 1 numaralı görevi, ülkede yaşayan
her insanın can güvenliğini sağlamaktır. Bunun için Devletin bütün güçlerini –Anayasa’nın
Türkiye Cumhuriyeti’nin değişmez niteliklerini belirten 2. maddesinde ifadesini
bulan– ‘insan haklarına saygılı, … sosyal hukuk devleti’ kuralları içinde
harekete geçirmek gerekir.”
“Türkiye’nin koronavirüs salgınına karşı yoğun
bir mücadele içinde olduğu bir dönemde gözü dönmüş kimi azgın kişiler, bazı
televizyon kanallarında yaptıkları konuşmalarda açıkça ‘kasten öldürme’ veya
‘cinsel saldırı’ tehditleri savurmakta-dırlar.
Bu kişiler, 15 Temmuz’un kursaklarında kaldığını, şimdi ellerinde listelerin ‘hazır’
olduğunu açıkça söyleyebiliyor; sözde darbe iddialarına karşı ‘Karılarınızı,
çocuklarınızı nasıl koruyacaksınız bizden?’ diye sorabiliyor.
Bu
kişilerin bu sözleri söylemeye nasıl cür’et ettikleri, bu cesareti nereden ve kimden
aldıkları, arkalarında kimlerin olduğu öncelikle araştırılması gereken
bir konu. Her durumda söyledikleri, –en hafif ifade ile– Türk Ceza Kanunu’nun
106. maddesi uyarınca cezalandırılması gereken ‘Tehdit’ suçunu oluşturur. Tehdit konusu suçlar ise, aynı Kanun’un 81. maddesinde
öngörülen ‘kasten öldürme’ suçunun 82.
maddeye göre ‘tasarlayarak’ işlenmiş ‘nitelikli’
hâli ile 102-105. maddelerinde ‘Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar’ başlığı
altında düzenlenen, özellikle 102 ve 103. maddeler uyarınca cezalandırılması
gereken ‘Cinsel saldırı’ ve ‘Çocukların
cinsel istismar’ suçlarıdır.
Kaldı
ki, söz konusu televizyon konuşmaları, –geniş plânda– Türk Ceza Kanunu’nun 213,
214 ve 216. maddelerinde düzenlenen ‘Halk arasında korku ve panik yaratmak
amacıyla tehdit’, ‘Suç işlemeye tahrik’ ve ‘Halkı kin ve düşmanlığa tahrik’ olarak
cezalandırılması gereken suçlar niteliğindedir.
Yapılan tehditler, bunları yayınlayan
televizyonların bant kayıtlarında, haber ve yorum konusu olarak gazetelerde yer
aldığına, dolayısıyla Ceza Muhakemesi Kanunu’nun ‘Tutuklama nedenleri’ kenar
başlıklı 100. maddesi uyarınca bunun
için gerekli ‘Kuvvetli suç şüphesini gösteren somut deliller’ ortada olduğuna,
ayrıca işlenmesi tasarlanan suçlar, aynı maddenin 3. fıkrasında sıralanan
katalog suçlar arasında bulunduğuna göre; 101. madde uyarınca soruşturma
evresinde Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hâkimi tarafından,
kovuşturma evresinde Cumhu-riyet savcısının
istemi üzerine veya re’sen mahkemece
tutuklama kararı verilebilir.
Bunlar
işin hukukî yanı. Her durumda yapılan tehditler, toplumda büyük bir huzursuzluk
ve tedirginlik yaratmıştır. İnsan hak ve özgürlüklerinin hepsinin temelinde –Anayasa’nın
17. maddesinde belirtildiği gibi– yaşama hakkı vardır. Devletin 1 numaralı
görevi, ülkede yaşayan her insanın can güvenliğini sağlamaktır. Bunun için Devletin
bütün güçlerini –Anayasa’nın Türkiye Cumhuriyeti’nin değişmez niteliklerini
belirten 2. maddesinde ifadesini bulan–
‘insan haklarına saygılı, … sosyal hukuk devleti’ kuralları içinde
harekete geçirmek gerekir.
Bu çerçeve
içinde başta Anayasa’nın 104. maddesi uyarınca ‘Türkiye Cumhuriyetini ve Türk
Milletinin birliğini temsil eden’ Cumhurbaşkanı olmak üzere, herkesin içinde bulunduğumuz ortamda gerilimi
tırmandırabilecek, toplumda kutuplaşmalara, giderek iç çatışmalara yol
açabilecek konuşmalar yapmaktan dikkatle kaçınması gerekir.”
(15.5.2020,
16.5.2020)
________________________
1Bu konudaki haber ve
yorumlar için bk. Milliyet, 13.5.2020, s. 13 “Fatih Tezcan’a soruşturma”; Korkusuz, 13.5.2020, s. 11 (Ümit Zileli, “Karınızı çocuklarınızı
nasıl koruyacaksınız bizden”, Komşularını bile ölüm listesine alan habis ruh!, Bir aşağılık provokatörün kapkara tehditleri); Gözlem, 15.5.2020,
“Sevda Noyan’ın Ülke TV’deki sözlerine RTÜK hiçbir şey demedi”(gozlem-gazetesi.com/HaberDetay/252/1124717/sevda-noyanin-ulke-tvdeki-sozlerine-rtuk-hicbir-sey-demedi. html); Mehmet
Kocabıyık, “Şiddet, tehdit dolu listelerle sokağa mı indirilmek isteniyor?”
(gozlem-gazetesi.com/HaberDetay/253/1124728/siddet-tehdit-dolu-listeler-ile-sokaga-mi-indirilmek-isteniyor.
html).