6 Aralık 2019 Cuma

YABANCILAR GÜLMEKTEN ÖLECEK



Yandaş medyanın hali Türkiye'yi izleyen yabancıların gülmekten ölmelerine sebep olursa şaşmamak lazım.  Son örnek NATO zirvesi sonrası yazılanlar..
Londra'da 3-4 Aralık günleri yapılan NATO zirvesinde alınacak kararlardan en önemlisinin, Rusya'ya karşı Polonya'yı ve Baltık Ülkelerini koruyacak savunma düzenlemelerinin güncellenmesi olduğu biliniyordu. PYD/PYD'nin NATO tarafından terörist olarak tanınması konusunda ısrarcı olan Türkiye'nin bu konuda nasıl tavır alacağı merak ediliyordu.
AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Londra'ya hareketinden önce Türkiye'nin alacağı tutumu şöyle açıklamıştı:
"....bizim terör örgütü olarak telakki ettiğimiz ve kendileriyle terör mücadelesi verdiklerimizi, bizim NATO’daki dostlarımız eğer terör örgütü olarak kabul etmezse, kusura bakmasınlar, orada atılacak her türlü adımın karşısında oluruz..."
Bu sözler, PYD/YPG'nin terör örgütü olarak ilan edilmemesi durumunda NATO'nun bütün kararlarını, bu arada Baltık kararını, Türkiye'nin veto edeceğinin en yetkili ağızdan ilanıydı.
Peki ne oldu? Genel Sekreter Stoltenberg, toplantılar sonrasında, Polonya'nın ve Baltık ülkelerinin savunmasına ilişkin kararın bütün üye ülkelerin onayı ile kabul edildiğini açıkladı. 
PYD/YPG terör örgütü olarak ilan edildi mi? Ne gezer! Genel Sekreter, bu örgütlerin nasıl tanımlanacağı konusunda üye ülkeler arasında farklı görüşler olduğunun da altını çizerek, konunun toplantılarda konuşulmadığını ifade etti.
Hal böyle iken, bugünkü yandaş gazeteler, "kriz çözüldü", "istediğimizi aldık", "terörün her türü tehdit" gibi başlıklarla çıktı. Öyle bir algı yaratmaya çalışıyorlar ki, sonuç bildirgesine giren "terörizm, bütün şekil ve tezahürleriyle bizim için tehdit olmayı sürdürüyor" ifadesi sanki Türkiye'nin ısrarıyla metne girmiş de, bizi tatmin eden bu ifade sonrası NATO'nun aldığı kararlara onay vermişiz.
Oysa bu ifade, sade suya tirit, terörizme bir tanım getirmeyen, bugüne kadar ilgili her uluslararası metne konulmuş olan, bütün devletlerin kolaylıkla altına imza atacağı, hiçbir sonuç doğurmayan basmakalıp bir ifadedir. Bu ifadenin herhangi bir metinde bulunması ile bulunmaması arasında pratikte hiçbir fark yoktur.
Nitekim, Fransa Cumhurbaşkanı Macron, terörizmin tanımı konusunda Türkiye ile görüş ayrılıkları olduğunu açıkladı.

Gerçek şu: Hiçbir karşılık almadan NATO'nun bütün kararlarına onay vermişiz! Şimdi yabancılar Türkiye'nin içine düşürüldüğü duruma katıla katıla gülmesinler de ne yapsınlar!
Durum bununla kalsa yine iyi....
"Rusya'nın saldırgan davranışları Avrupa-Atlantik güvenliği için tehdit oluşturuyor" ifadesinin sonuç bildirgesinde yer almasına da onay vermişiz. İyi de, "saldırgan ve tehdit" olduğunu kabul ettiğimiz Rusya ile nasıl içli-dışlı oluyoruz ve ülke savunması gibi en hassas bir konuda işbirliği yapıyoruz? Yandaş medya bu duruma bir açıklık getirse de anlasak!
Dış politika ne yapıldığı bilinmez şekilde savruldukça savruluyor.