Yandaş medyanın hali Türkiye'yi izleyen
yabancıların gülmekten ölmelerine sebep olursa şaşmamak lazım. Son örnek NATO zirvesi sonrası yazılanlar..
Londra'da 3-4 Aralık günleri yapılan
NATO zirvesinde alınacak kararlardan en önemlisinin, Rusya'ya karşı Polonya'yı
ve Baltık Ülkelerini koruyacak savunma düzenlemelerinin güncellenmesi olduğu
biliniyordu. PYD/PYD'nin NATO tarafından terörist olarak tanınması konusunda
ısrarcı olan Türkiye'nin bu konuda nasıl tavır alacağı merak ediliyordu.
AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğan, Londra'ya hareketinden önce Türkiye'nin alacağı tutumu şöyle
açıklamıştı:
"....bizim terör örgütü olarak
telakki ettiğimiz ve kendileriyle terör mücadelesi verdiklerimizi, bizim
NATO’daki dostlarımız eğer terör örgütü olarak kabul etmezse, kusura
bakmasınlar, orada atılacak her türlü adımın karşısında oluruz..."
Bu sözler, PYD/YPG'nin terör örgütü
olarak ilan edilmemesi durumunda NATO'nun bütün kararlarını, bu arada Baltık
kararını, Türkiye'nin veto edeceğinin en yetkili ağızdan ilanıydı.
Peki ne oldu? Genel Sekreter
Stoltenberg, toplantılar sonrasında, Polonya'nın ve Baltık ülkelerinin
savunmasına ilişkin kararın bütün üye ülkelerin onayı ile kabul edildiğini
açıkladı.
PYD/YPG terör örgütü olarak ilan edildi
mi? Ne gezer! Genel Sekreter, bu örgütlerin nasıl tanımlanacağı konusunda
üye ülkeler arasında farklı görüşler olduğunun da altını çizerek, konunun
toplantılarda konuşulmadığını ifade etti.
Hal böyle iken, bugünkü yandaş
gazeteler, "kriz çözüldü", "istediğimizi aldık",
"terörün her türü tehdit" gibi başlıklarla çıktı. Öyle bir algı
yaratmaya çalışıyorlar ki, sonuç bildirgesine giren "terörizm, bütün
şekil ve tezahürleriyle bizim için tehdit olmayı sürdürüyor"
ifadesi sanki Türkiye'nin ısrarıyla metne girmiş de, bizi tatmin eden bu ifade
sonrası NATO'nun aldığı kararlara onay vermişiz.
Oysa bu ifade, sade suya tirit,
terörizme bir tanım getirmeyen, bugüne kadar ilgili her uluslararası metne
konulmuş olan, bütün devletlerin kolaylıkla altına imza atacağı, hiçbir sonuç
doğurmayan basmakalıp bir ifadedir. Bu ifadenin herhangi bir metinde bulunması
ile bulunmaması arasında pratikte hiçbir fark yoktur.
Nitekim, Fransa Cumhurbaşkanı Macron,
terörizmin tanımı konusunda Türkiye ile görüş ayrılıkları olduğunu açıkladı.
Gerçek şu: Hiçbir karşılık almadan
NATO'nun bütün kararlarına onay vermişiz! Şimdi yabancılar Türkiye'nin içine
düşürüldüğü duruma katıla katıla gülmesinler de ne yapsınlar!
Durum bununla kalsa yine iyi....
"Rusya'nın saldırgan
davranışları Avrupa-Atlantik güvenliği için tehdit oluşturuyor" ifadesinin
sonuç bildirgesinde yer almasına da onay vermişiz. İyi de, "saldırgan ve
tehdit" olduğunu kabul ettiğimiz Rusya ile nasıl içli-dışlı oluyoruz ve
ülke savunması gibi en hassas bir konuda işbirliği yapıyoruz? Yandaş medya bu
duruma bir açıklık getirse de anlasak!
Dış politika ne yapıldığı bilinmez
şekilde savruldukça savruluyor.