10 Aralık 2019 Salı

HALKBANK’I DOLANDIRMAYA ÇALIŞIYORLARMIŞ.



Tayyip Erdoğan eski yol arkadaşları olan Şehir Üniversitesi kurucuları hakkında Halk Bank’ı dolandırmaya çalıştıkları iddiasında bulundu.
 Cumhurbaşkanı Erdoğan, "(Şehir Üniversitesi ile ilgili) Bunlar Halk Bankası'nı da dolandırmaya çalışıyorlar. Halk Bankası'ndan kredi talebinde bulunuyorlar. Halk Bankası ciddi bir kredi veriyor. Maalesef bunlar, ödeme planında Halk Bankası'na ödemeleri yapmıyorlar. Halk Bankası da kendilerini sürekli uyarıyor. Şu anda borçları 417 milyon noktasında" ifadelerinde bulundu.
Kimmiş bu Halk Bank’ı dolandırmak isteyenler ? Eski yol arkadaşları olan Abdullah Gül, Ali Babacan, Ahmet Davutoğlu, Mehmet Şimşek imiş.
Bunu söyleyen bugünün Cumhurbaşkanı, geçmiş dönemin Başbakanı itham edilen kişiler ise, onun bakanları. Bu durum uygar bir ülkede olsa şimdiye kıyamet kopardı.
Hırsızlıklarını, dolandırıcılıklarını biliyordun da savcıları niye harekete geçirmedin diye.
Bunlar Halk Bank’tan kredi almışlar ama vad ettikleri şekilde geri ödemeleri yapmıyorlarmış.
Taahhüdünü ihlal eden borçluya karşı ne yapılacağı bellidir. Banka krediyi verirken teminat ve kefalet almışsa, teminatların ve kefillerin üzerine gider.
Burada hakikaten bir borç ödememe, Tayyip Beyin deyimi ile, bankanın dolandırılması söz konusu ise banka yasal işlemleri başlatır. Gayrimenkul teminatı varsa onu paraya çevirir, krediye kefil olan gerçek kişiler var ise onların mal varlıkları üzerine gider.
Bir fiilin dolandırıcılık olarak nitelenebilmesi için: Fiili işleyen kişi ya da kişiler tarafından  hileli hareketler yapılmalıdır. Mağdurun, burada bankanın,  inceleme eğilimini ortadan kaldıracak davranışlar failler tarafından sergilenmelidir.
Fiili işleyen kişi ya da kişiler tarafından yapılan hileli hareketler herhangi bir kimseyi aldatacak nitelikte olmalıdır.
Bu olayda dolandırıcıların, kendi  lehlerine haksız bir fayda elde edilmelidirler. Fiili işleyen kişiler Cumhurbaşkanı’nın ifadesiyle, Abdullah Gül, Ali Babacan,  Ahmet Davutoğlu ve Mehmet Şimşek kendileri lehine fayda elde etmek için bilerek ve isteyerek hileli hareketler yapmış olmalıdırlar, mağdura verilen zarar ile fiili işleyenlerin eylemi arasında uygun illiyet bağı mevcut olmalıdır.
AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın bu ithamından sonra, insanın aklına şu soru geliyor. Bu dolandırıcılıkla suçlananlar yani sizin dolandırıcılıkla itham ettiğiniz kişiler, yeni parti kurma çabasına girmeselerdi de siz onları, yanlış bir şekilde, dolandırıcılıkla gene de suçlayacak mıydınız?
Hiç zannetmiyorum.
Kamu bankalarından milyonlarca dolarlık kredi verdirilerek, mal mülk sahibi yapılan başka insanlar da kamu bankalarına olan borçlarını zamanında ödeyemiyorlar. Örnek mi istiyorsunuz işte “TÜPCÜ” .
Eğer her borcunu ödeyemeyen ve bu nedenle icralık olanlar dolandırıcılıkla itham edilecekse AKP’nin devri iktidarında milyonlarca dolandırıcı var demektir.  
Zira icra daireleri, borcunu ödeyemediği için borçlular aleyhine yürütülen icra takipleri ile dolu. Ekonomik çöküntü dönemlerinde, ülkelerde bazı suçlar artar, bunlar hırsızlık, gasp, kapkaç gibi suçlardır.
17 senelik muhafazakar AKP iktidarında bu suçlara birde ekonomiyle alakası olmayan, kadın cinayetleri, ÇOCUK İSTİSMARI suçları ilave oldu.
Her sabah gazetelerde, yukarıda belirttiğimiz ekonomik suçların yanında ya  bir kadın cinayeti  ya da çocuk istismarı haberi okuyoruz.
Bu suç türleri, ekonominin ve ahlaki çöküntünün yaşandığı dönemlerde artar.
AKP’nin devri iktidarında sadece ekonomi çökmedi, ahlaki çöküntüde en az ekonomik çöküntü kadar şiddetli oldu.
17 Yıllık AKP İktidarından ekonomik çöküntünün neden olduğu ekonomik suçlarda büyük bir artış olduğunu  artık sağır sultan bile duydu.
Toplumun temizlenmesi için önce siyasilerin temizlenmesi gerekir, o zaman TBMM eski ve yeni tüm Cumhurbaşkanlarının, başbakanların, bakanların, Belediye Başkanlarının kendilerinin, eşlerinin, çocuklarının ve yakın akrabalarının mal varlığını bir araştırsın ki, kim hırsız kim değil  ortaya çıksın.