Cumartesi günü Yeniçağ
gazetesinde vardı. CHP genel başkanı "seçimler adil olacak mı? Devletin
imkanlarının kullanılmasına ne diyorsunuz" mealindeki sorulara:
"Hayır.
Referandumda adil bir seçim mi vardı?.. Bir önceki seçimlerde de mi, adil
davrandı? Hayır orada da değil. Biz bütün koşullar eşit olsun sonra
seçime gidelim diye özel arayış içinde değiliz, çünkü Türkiye'nin
koşullarını biliyoruz. Açıklıkla ifade etmek gerekirse bir dikta yönetimi
olduğunu biliyoruz.... Seçim sürecinde hangi zorluklarla karşılaşacağımızı
biliyoruz. Ama bu bizim geri adım atmamıza yol açmayacak.......
"Parasal
imkânlar, bürokratik imkânlar. Yani ikisi beraber. Valisi, kaymakamı AKP'nin il
ve ilçe başkanı gibi çalışıyorlar. Devletin mali imkânları da sonuna kadar
kullanılıyor." Şeklinde cevaplar vermiş.
Kılıçdaroğlu’nun Ana muhalefet partisi
Genel Başkanı olarak seçim kazanmak gibi
bir meselesi olmadığı anlaşılıyor.
Öyle bir meselesi
olsa, halk da kaybolan güvenini
kazanmak, koşulları düzeltmek için eylemli
gayret gösterir.
Aksini yapıyor. Meşru
olmadığını söylediği seçimlerin
sonuçlarını peşinen kabul ediyor. "Önümüzdeki seçimler adil ve eşit
olmayacak" diye ilan ederek halka "ne yaparsanız yapın AKP
kazanacak" mesajı veriyor. Hal böyle olunca, halk, işe yaramayacağını
bildiği oyu sandığa atmaya gitmeyecek. Seçim yenilgisi sonrası kabahati sandığı
gitmeyen halka yükleyecek.
Kılıçdaroğlu
yerleştirilmekte olan rejiminin meşruiyetini sağlamak için var sanki. Pis bir oyun yıllardır
partinin ve ülkenin üzerinde oynanıyor.
Seçim yoluyla merkezi
ve yerel yönetimlerin değişmesinin söz konusu olduğu başka bir
"demokratik" ülkede böyle bir durum yoktur.
Kılıçdaroğlu’nun sorumluklarının
başında 2017 seçimlerinde yapılan tam
kanunsuzluk halini oluşturan Yüksek
Seçim Kurulu 16 Nisan 2017 Pazar günü saat 16.30da “mühürsüz
pusulalar geçerlidir” kararıyla rejim değişikliğinin önün açıldığı gün demokratik siyasi tepki vermemesi
gelmektedir. Korkuldu ve gereken demokratik tepki verilmedi. Gerçekten
demokrat olan insan bu tam kanunsuz
karara karşı, daha oylama bitmeden tepki vermeliydi.
Seçimlerin düzen
içinde dürüst olarak yapılması
anayasamızın 79. Maddesinin hükmüdür. Bu
herkesi de bağlar.
Yani tam kanunsuz
karara karşı tepki vermek Anayasanın 79. Maddesinin işlemesini istemektir.
Bunu yapmayıp şimdi
gazetecilere demeç vererek serzenişte bulunmak, zamanında demokratik tepkisini
gösteremeyen ana muhalefet partisi Genel Başkanının yapacağı iş değildir. Bunu
da kimse ciddiye almaz.
Ana muhalefet
partisinin Genel Başkanı, Türkiye'de
adil ve eşit koşullarda seçim yapılmadığını, önümüzdeki yerel seçimlerin de
adil ve eşit olmayacağını, devletin bütün imkanlarıyla bir kişinin ve partinin
kazanması için seferber edileceğini söylüyor ve bütün bu koşullara rağmen
seçimlere katılacaklarını ifade ediyor. Daha vahimi, halkın aklıyla alay
edercesine böyle bir ortamda seçim kazanacaklarını iddia ediyor.
Bu davranış Yüksek
Seçim Kurulu’nun AKP Genel Başkanını her türlü seçim yasağının dışında
bırakmasına meşruiyet kazandırmaktan başka bir işe yaramaz.
Genel başkan kendisi
de söylüyor, mevcut koşullar ancak dikta ile yönetilen ülkelerde olur. İyi de,
dikta ile yönetilen ülkelerde herhangi bir muhalif hareketin seçim kazandığı
görülmüş mü? Bu koşullarda seçim kazanılacağını iddia etmek halkı aldatmak
değil mi?
Halk bu filmi defalarca
gördü. Önceki seçimlerde de CHP sözcüleri kazanacakları konusunda önceden
güvence verdiler. Hepsi hüsranla sonuçlandı. Üstelik, "adil ve eşit"
olmadığını söylediği bütün seçimlerin sonuçlarını uslu uslu kabul ettiler. Birisi
bu genel başkana hatırlatsa iyi olur: Eşit olmayan koşullarda yapılan seçimin
kendisi de, sonuçları da meşru olamaz!
Halkın bu laflara artık
karnı tok!
En vahimi genel
başkanın şu sözleri: Biz bütün koşullar eşit olsun sonra seçime
gidelim diye özel arayış içinde değiliz..
Bu söylem devletle
özdeşleşmiş olan iktidar sahiplerinin kazanmak için her yolu kullanacağını/kullandığını bile bile, bu
koşulları değiştirmek için yıllardır hiçbir gayret göstermediklerinin acı
itirafıdır.
Sen parmağını
kıpırdatmazsan, en ufak bir çaba göstermezsen halk sana niye oy versin kardeşim!
Halk senden bu
partinin pırıl pırıl tarihine uygun erdemli bir demokratik başkaldırı bekliyor.