Türkiye’nin içinde
bulunduğu bataklıktan çıkması için kuruluş ayarlarına dönmüş bir Cumhuriyet
Halk Partisine ihtiyaç vardır. Kuruluş ayarlarına dönmüş Cumhuriyet Halk
Partisi iktidarında uluslar arası ilişkilerde “Yurtta Sulh Cihanda Sulh”
ilkesine uyulacağını, ama bunu yaparken de Türkiye’nin ekonomik ve siyasal
ulusal çıkarlarını sonuna kadar koruyacağını bütün dünyaya ilan etmelidir.
Dünyaya bu durumu ilan eden
Cumhuriyet Halk Partisi, hemen zaman kaybetmeden parlamenter demokratik düzeni
kuracağını, tek adam rejimi olan bugün Türkiye’de uygulanan, dünya da hiçbir
demokratik ülkede bir benzeri bulunmayan sistemden dönüleceğini Türk Halkına
ilan etmelidir.
Demokratik hukuk devletinin
olmazsa olmazı olan, tam bağımsız yargının yeniden kurulması, insan
haklarının ve basın özgürlüğünün en geniş şekliyle hayata geçireceğini ilan
etmelidir.
Son 16 yıldır Türk
Yargısının içine düşürüldüğü durumlar nedeniyle insanların mağdur edildiğini bu
mağduriyetlerin giderilmesi için bir genel özel af çıkartılacağını ilan
etmelidir.
Cumhuriyet Halk Partisi
iktidarında, yargının hiçbir koşul altında yasama ve yürütmenin etkisine,
siyasetin kuşatmasına sokulmayacağını, yargıda siyasallaşma kesinlikle engellenecek,
bunun yasal alt yapısı gerçekleştirilecektir.
FETÖ kumpası sırasında,
aklanmaya fırsat bulamadan hayatlarını
kaybedenler içinde bir iadeyi itibar yasası çıkartılacağını beyan
etmelidir. Sadece bu da yetmeyecektir. FETÖ kumpası nedeniyle mağdur olanların
tüm maddi kayıplarının ödeneceği Türk ve dünya kamuoyuna ilan edilmelidir.
Cumhuriyet Halk Partisi, çağdaş
Dünya’nın benimsediği kuvvetler ayrılığının, bağımsız yargının, insan
haklarının, basın özgürlüğünün hayata geçirilmesi için gerekli yapısal
reformların yapılacağını açıkça beyan etmeli ve Türk Halkına taahhütte
bulunmalıdır.
Her kademe de demokratik ve
laik eğitim yapılacağını, kültür ve sanata gereken desteğin ve önemin
verileceğini açıklamalıdır.
Doğru haber alma, doğruları
ve gerçekleri bilme, doğru bilgilenme hakkı demokrasinin gereğidir. Bu nedenle
uygar ve demokratik bir toplumda yüklendikleri çok önemli görev sorumlulukları
olan gazetecilerin sendikal hakları ve editoryal bağımsızlıkları güvence altına
alınmalıdır. Bunun sağlanması için gazete sahiplerinin çıkarları ile toplumun
çıkarları arasında sağlıklı bir dengenin kurulacağı ilan edilmelidir.
Bütün bunları yapmak için gerekli olan mali
kaynak, bugün devleti yönetenlerin görgüsüzce yaptıkları savurganlıkları
önlemekle sağlanacaktır.
Kuruluş ayarlarına dönmüş
Cumhuriyet Halk Partisi işçinin sendikal hakları konusunda, tarımda, sanayi de,
uluslar arası ticarette, ne gibi düzenlemeler yaparak “kimsesizlerin kimsesi” olacağını Türk Halkına anlatmalıdır.
Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında, siyasetin dini istismar etmesinin, yani dinin siyasallaştırılmasına ve de siyasetin
dinselleştirilmesinin önlenmesi için her türlü yasal düzenlemeyi yapacağını
Türk Halkına ilan etmelidir.
Türk demokrasisinin en
eksik tarafı hesap sorulmamasıdır. Bu nedenle, Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında, kamu
gücünü özel çıkar sağlamak için haksızca kullananlardan, kamu kaynaklarından kendisi ve yakınları için zenginleşme
amaçlı faydalananlardan, yolsuzluk yapanlardan HESAP SORULACAĞINI, ZİMMET
RÜŞVET, İRTİKAP, SAHTECİLİK, İHALEYE FESAD KARIŞTIRMA VE BENZERİ SUÇLARDA ZAMAN
AŞIMININ KALDIRILACAĞINI TÜRK HALKINA
İLAN ETMELİDİR.
YANİ DEVRİ SABIK YARATILACAĞINI ŞİMDİDEN DOSTA DÜŞMANA İLAN ETMELİDİR.
Cumhuriyet Halk Partisi,
programında düşük enflasyonla, hızlı
büyüyen, tam istihdama yaklaşan, çağdaş çalışma koşullarına sahip, eşit rekabet ortamında gelirini adil
paylaşan, küresel ölçekte dinamik rekabet gücüne sahip bir ekonomi; bilgi
ekonomisine dönüşen, yaşam kalitesi yükselen sosyal barış içinde dengeli
kalkınan bir Türkiye’yi hedeflediğini Türk halkına ilan etmelidir.
Cumhuriyet Halk Partisi
bunları ilan ve taahhüt ederek bataklıktan çıkışın yolunu Türk Halkına
göstermelidir.