11 Haziran 2018 Pazartesi

MENBİÇ KANDIRMACASI


   
Kırk yılını diplomasiye vermiş, hani bazı kişilerin “Monşer” diye niteleyerek küçümsemeye çalıştığı DİPLOMA sahibi bir dostum, Menbiç ile ilgili bir mektup göndermiş, o mektubu sizlerle paylaşmak istiyorum.
Mektupta dostum:
“Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu geçen mart ayında yaptığı açıklamada, Menbiç konusunda ABD ile anlaşmaya vardıklarını, YPG'nin Menbiç'den çekilmesine ABD ile birlikte nezaret edeceklerini, bu modelin, Fırat'ın doğusu dahil, diğer yerlere de uygulanacağını, ayrıntıların ve takvimin iki ülke arasında kurulacak olan komisyon tarafından belirleneceğini bildirmişti.Bu beyan Fırat'ın doğusu meselesinin ucu açık şekilde "komisyona havale edildiği anlamına geldiğini düşünmüştüm
Zaten, bakanın açıklamasının ertesi günü, ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü henüz bir anlaşma olmadığını, görüşmelerin devam ettiğini söylemişti.
Aradan üç ay geçti. Bakan Çavuşoğlu, ABD'nin yeni dışişleri bakanı Pompeo ile birkaç gün önce Vaşington'da yaptığı görüşmeden sonra bir açıklamada bulundu. Açıklamaya göre, YPG silahtan arındırılarak Menbiç'i boşaltacak, daha sonra yönetim yerel halka bırakılacak ve güvenliği Türk ve ABD kuvvetleri sağlayacaktı. Bakan, bu gelişmelerin altı ay içinde tamamlanacağını ilave etti.
Bakanın bu açıklamasından sonra elbette ona sorulabilecek sorular vardı. 
Birincisi, seçimlere üç hafta kala böyle uzun erimli bir anlaşma yapılmasının sebebi neydi?
İkincisi, Menbiç'e birkaç gün içinde giren YPG çekilmek için neden altı ay gibi uzun bir süreye ihtiyaç duyuyordu?
Üçüncüsü, YPG Menbiç'den çekildikten sonra, ABD kuvvetlerinin orada ne işi olacaktı?
Dördüncüsü, Fırat'ın doğusunun geleceği için ABD ile ne görüşülmüştü?
Bu soruları sormaya fırsat kalmadan, ABD dışişleri bakanlığından bir açıklama geldi. Bakanlık sözcüsü, iki bakanın genel bir yol haritasına onay verdiklerini, ancak, uygulamanın koşullara bağlı olduğunu, sahada koşullar zaman içinde değiştikçe, yol haritasının da değişebileceğini, iki bakan arasındaki görüşmenin çeşitli düzeylerde kaçınılmaz bir seri görüşmenin başlangıcı olduğunu, ifade etti. Sözcü, ayrıntılar için YPG'nin yapacağı açıklamaya bakılmasını da önerdi.
Nitekim, ABD sözcüsünün açıklamalarıyla eş zamanlı olarak, YPG'den de bir açıklama geldi. Açıklamada, "askeri danışmanların" Menbiç'den çekileceği ifade edildi.
Bu açıklamalara bakınca ortada şöyle bir tablo görülüyor:
YPG'nin hangi zaman dilimi içinde ve hangi unsurları ile Menbiç'den çekileceği kesin olarak belirlenmiş değil. Bölgede yeni kurulacak yerel yönetimde, PYD/YPG'nin sivil unsurları yer alacak mı, bu konuda açıklık yok.
ABD vakit kazanmak için işi sürüncemede bırakıyor. Bunun iki sebebi var. Birincisi, seçimlerin sonucunu bekliyor. İkincisi, Fırat'ın doğusunda esasen bütün unsurlarıyla oluşturulmuş olan PKK/PYD devletçiğinin pekişmesi için zamana ihtiyaç duyuluyor. O yönetimin kökleşmesi, Suriye meselesinin nihai çözümü için kurulacak masaya PKK/PYD'nin güçlü oturması demektir.
Son zamanlarda hükümet cenahından Fırat'ın doğusu konusunda herhangi bir açıklama gelmiyor olması dikkat çekiyor. Açıklamalar Irak, Kandil ve Sincar üzerine yoğunlaşmış vaziyette. Bu durum, TSK'nin, iç siyaset bakımından AKP için elverişli bir zamanda, Kandil'e gireceği yolundaki söylentiye güç kazandırıyor. CB'nın ve içişleri bakanının açıklamaları da bu söylentileri destekliyor.
Fırat'ın doğusu üzerinde ısrardan vazgeçmemiz karşılığında, ABD'nin bu gelişmelere zımni onay vermiş olması olasılığı güçlüdür.
PKK'nin Kandil'i şimdiye kadar boşaltmış olması kuvvetle muhtemeldir. Bilindiği gibi, PKK'nın baştan itibaren en önemli amacı, alan hakimiyeti tesis etmek olmuştur. Bunu Güneydoğu Anadolu'da defalarca denedi, başaramadı. Şimdi ilk defa, Suriye'nin kuzeyinde geniş bir alanda askeri ve idari egemenlik tesis etmiş olduğuna göre, Kandil'e ihtiyacı kalmamıştır. 
Dolayısıyla, boşaltılmış olan Kandil'e girilecektir. Ancak, buna rağmen, "Kandil'e bayrak dikilmesinin" iç politik rantı devşirilmeye çalışılacaktır.
Tam seçim öncesi muhalefetin ve CB adaylarının bu konulara daha fazla ilgi göstermesi ve halkı aydınlatması gerekir.” diye yazmış.