Sosyal Medyada Başbakan Binali Yıldırımın
söylediği iddia edilen ve bugüne kadarda Binali Bey tarafından yalanlanmayan
“Şer ittifakı tamam diyorsa, bize devam demek düşüyor.Tüm kahpelere ve hainlere inat Erdoğanla devam” açıklaması dolaşıyor.
AKP
dışındaki tüm muhalif kesimi ve insanları 'şer'de ittifak etmiş şekilde
gösteren, kahpe ve hain gibi sıfatlar reva görülen skandal sözler
AKP'li sosyal platformlarında büyük bir
marifetmiş gibi paylaşılıyor.
AKP ve MHP arasında Cumhur ittifakı kurmak
ne kadar hak ise, onun karşısında Millet ittifakı kurmakta o kadar haktir.
Kimse AKP ile MHP arasında kurulan ittifaka
küfretmek hakkına sahip değildir. Değildir ama aynı şekilde Cumhur İttifakı
karşısında kurulan ittifaka da
kimsenin küfretme hakkı yoktur.
Demokrasilerde, demokratik yol ve
vasıtalarla siyasi iktidarı değiştirmek arzusu nedeniyle kimse suçlanamaz.
Tayyip Erdoğan’ı demokratik yol ve
vasıtalarla devirmek isteyenler niçin kahpe ve hain olarak nitelensinler ki; Kahpe’nin
Türk Dil Kurumunun Türkçe Sözlüğündeki karşılığı orospu, ahlaksız kadın, dönek
anlamına geliyor. Hain ise, hıyanet eden, zarar vermekten üzmekten veya
kötülük yapmaktan hoşlanan kötü niyetli
olan, olarak tarif ediliyor.
Demokrasi azınlıkta kalan düşüncenin meşru
yol ve vasıtalarla çoğunluk olabildiği rejimin adıdır. Bu nedenle iktidara
karşı hukuka uygun şekilde muhalefet etmek, kahpelik ya da hainlik olarak
nitelenemez.
Binali Yıldırım Millet ittifakının hangi
tutum ve davranışının kahpelik ya da hainlik olduğunu kamuoyuna anlatmak
zorundadır.
İttifak içinde kimin bu çirkin sözleri hak
ettiğini anlatmak zorundadırlar.
Cumhur ittifakı üyelerinin birbirleri ile
ilgili söylediklerini buraya almaya kalkarsak sayfalara sığmayacağı gibi,
asgari terbiye sınırları aşılır.
Bu üslup, iktidarı kaybedeceğini hisseden
insanların üslubudur. Türk siyasi yaşamı hiçbir zaman bu kadar seviye
kaybetmemişti.
Demokrasi farklılıkları doğal sayan, o
farklılıklara saygı gösteren bir siyasal sistemdir.
Geçmişte de liderler birbirlerini en sert şekilde
ve fakat belli bir nezaket içinde
eleştirirlerdi.
Kahpe, hain gibi sözler hiç kullanılmazdı.
Siyasi parti genel başkanları televizyonda belli konuları tartışabilirlerdi.
Çünkü o dönemin siyasileri, siyasetin
iktidarda değil, itibarda kalmak sanatı olduğunu bilirlerdi.Bu nedenle kendi
itibarlarına zarar verecek söz ve davranışlardan kaçınırlardı.
Bu kullanılan üsluptan herkesten
önce halkın utanması gerekir zira bu üslup onlar bu üslubu sevdikleri için var.
Binali Beye atfedilen bu üslup
iktidara yakın sosyal medya hesaplarında büyük bir mutluluk içinde
paylaşılıyor. O zaman bu üslubu kullanan siyasetçiler, bu üslubun işe
yaradığını düşünerek kullanmaya devam edeceklerdir.
Aslında kullanılan hakaret içeren
üslup sadece AKP yetkililerinin siyasi rakiplerine kullandıkları üslup ile
sınırlı değil.
Bu saygısız üslubu kendi
yandaşlarına da kullanıyorlar. Kendi yandaşlarına “geri zekalı” , “aptal
diyorlar”.
Damat olmaktan başka bir özelliği
olmayan zat hatırlanacağı üzere “Aya 4 şeritli yol yapıyoruz
desek inanacak seçmenimiz var” şeklinde bir beyanda bulunduğunu söyleyip vasat zeka ve kültürdeki insanlara bu
cümlenin ne anlama geldiğini sorsak, kendi
seçmenlerini “aptal”, “geri zekalı” yerine koyuyor cevabını alırız.
Tabii
siyasette rakipler arasındaki konuşma üslubu bu hale gelirse, hızını alamayan
damatta kalkar haddini de aşarak kendilerine destek veren insanları “aptal”,
“geri zekalı” yerine koyar.
Türkiye siyasetinin hiçbir döneminde görmediğimiz kadar
fevkalade seviyesiz bir üslup sorunuyla karşı karşıyayız. Üsluptaki bu seviye seçim günü yaklaştıkça daha da
düşecektir.
Tabii bunun sorumlusu sadece siyasiler diye düşünmekte
yanlıştır. Bunu önlemenin yolu bize bu seviyesiz konuşmaları layık
görenlere prim vermemekten geçer.