Halk CHP’den, partiler arasında ve AKP Genel
Başkanı Tayyip Erdoğan’ın tahrikiyle dozu artan ağız dalaşmasının üstünde
kalarak doğrudan doğruya kendisine hitap etsin ve işçinin, köylünün, emeklinin
sorunlarına nasıl çare bulacağını anlatsın. Bu kitlelerin sorunlarını nasıl
çözmeyi düşündüğü konusunda, inandırıcı ve tatmin edici açıklamalarda bulunsun
istiyor.
Bu ülkede yaşayan hiç kimsenin Türkiye’nin
pek çok sorunu olduğu konusunda en ufak bir şüphesi olamaz.
Halkımız CHP’den, sayıları her gün artan
genç ve eğitimli işsizlerin sorununu nasıl çözeceğini anlatmasını istiyor.
Ekonomik gidiş açık bir şekilde AKP’den ülke
yönetimi demokratik yollardan devir alındıktan sonra yüz yüze kalınacak olan
müflis ekonomik bir yapıdır. Bu nedenle halk karşı karşıya kalınacak bu hayati problemlerin üstesinden nasıl
gelineceğini duymak istiyor.
Bazı CHP’li politikacıların şimdiden
kendilerini bir belediye Başkanlığı koltuğuna atma çabaları, büyük kitlelerde
bunların memleketi değil kendi ikballerini düşündüğü kanısı yaratıyor.
Hele bazı CHP’li milletvekillerinin, halkta
gülümseme yaratan AKP’nin bir anda Atatürk’e sarılmasına tuttukları alkışı
acıyarak seyrediyor. Böyle açık bir takiyeyi bile anlayamayan insanların ülke
sorunlarını nasıl çözecekleri konusunda ciddi şüpheye düşüyor.
Halk CHP’li yetkililerden gerçekçi şeyler
duymak istiyor, gökteki ayı kendilerine vaat etmelerini değil, zira böyle
ayakları yere basmayan vaatlerde bulunmak toplumda fena halde kötü karşılanıyor.
Daha 1926 da, yani harpten yeni çıkmış, toplu
iğnenin bile ithal edildiği bir dönemde 752 sayılı yasa ile çiftçiye nasıl
destek verildiği de göz önüne alınarak çözüm üretmelerini istiyor.
Gerçekçi bir siyasi partinin, iktidara
gelmeden, devir alınacak ekonomik koşulları masa başına oturup görmeden çok
detaylı bir program ortaya çıkartması elbette çok zordur hatta mümkün değildir.
Ama iktidara gelmeden önce bile yargı
bağımsızlığını nasıl sağlayacağını halka anlatabilir.
Zira yargı bağımsızlığı sadece vatandaşları
değil Türkiye’ye yatırım yapacak yabancı yatırımcıyı da ilgilendirir. Zira,
hukuk güvencesi olmayan bir ülkeye yabancı yatırımcı gelmez. Yargı bağımsızlığı
bu nedenle ekonomiyi de ilgilendirir.
Ekonomik bir yük getirmeyen, halkın haber
alma hakkını garanti altına almak için basın özgürlüğünü temin konusunda ne
gibi değişiklikler yapılacağını halka anlatmak zorundadır.
CHP iktidara geldiğinde bu konularda bile ne
yapacağının ana fikrini dahi halka henüz gereği gibi anlatamamaktadır. Bir
kısım bilgileri noksan vekillerin hamaset kokan açıklamaları halk indinde pek
de alıcı bulmuyor.
Halk CHP’nin fabrika ayarlarına dönmesini
istiyor. Parti içinde çöreklenmiş bir kısım kişiler bundan hiç hoşlanmayacaklardır,
zira CHP fabrika ayarlarına dönerse bunların o zaman partide yer bulması mümkün
olamayacağından buna karşı çıkıyorlar.
İçinde yaşadığımız toplumun şartlarına
bakılarak bir siyasi partinin kendini bunlardan tamamen uzak tutmasına imkân
yoktur. 15 yıllık AKP iktidarı politikayı kirletmiştir. CHP’nin de bundan etkilenmemesi
mümkün değildir. İşte bu nedenle CHP’nin silkinip kendisine gelmesi ve içinde
gerekli ayıklamayı yapması ülke için şarttır.
CHP’nin diğer siyasi oluşumlardan farkı bu
ülkeyi kuran siyasal parti olmasıdır. O nedenle olaylara sadece bir siyasi parti
gözlüğü ile değil, kurucu iradenin temsilcisi olarak bakması mecburiyeti
vardır.
Macbeth’te, Shakespear bir kahramanın ağzından “Yapılmış olan bozulmaz” der. Bu doğrudur. O zaman CHP kendi
yaptığının bozulmasına izin vermemelidir.
Bunun için önce kendi içinde gerekli
ayıklamaları yapmak ve fabrika ayarlarına dönmek ondan sonra da Cumhuriyeti
korumak zorundadır.Halk CHP’den bunu beklemektedir.