1 Kasım da Atatürk devrimlerinin en önemlisi olan harf
devriminin 89. yıl dönümü idi. Bilindiği üzere devrim sözcüğü 1935 yılından
sonra bizzat Atatürk tarafından
kullanılmış bir sözcüktür.
Devrimler aydınlanmanın çağdaşlaşmanın toplamıdır.Arap
alfabesinden Türkçe ses uyumuna uygun Latin alfabesine geçiş, bu ülkede
karanlıkları yırtmanın ilk adımıydı.
Her devrimin olduğu gibi Atatürk devrimlerinin
de bir amacı vardı; o da Türk ulusunu
çağdaş uygarlık düzeyine taşımaktı.
Harf devrimine kadar, bu ülkede okur yazar sayısı
ancak yüzde yedilerde idi. Bu yüzde yedi de İstanbul İzmir gibi kentlerde
toplanıyordu. Her devrimin, her atılımın öncüsü olacak kadınlarda ise bu oran
on binde dört oranındaydı.
Harf devrimi, diğer bütün devrimlerin anasıdır ve
devrimin amacı olan toplumu çağdaş uygarlık düzeyine ulaştırmayı sağlamakta en önemli
adımdır.
Son yıllarda harf devrimine bazı cahillerce defalarca saldırılması karşısında sessiz kalan ise, ulu önderin
iki büyük eserimden biri dediği Cumhuriyet Halk Partisidir. Cumhuriyet Halk
Partisi’nin, bu büyük devrimi son y yıllarda ki tutum ve davranışlarından ötürü hatırlamasını doğrusu
beklemiyordum. Ama, yine de bir ümit ile acaba ses verdiler mi, bu devrime sahip çıktılar mı
diye araştırdım.
Kurumsal olarak bir ses çıkmadı, ama sadece Çanakkale milletvekili Bülent Öz, kendi hesabına, yıl
dönümünü kutlayan kısa bir mesaj yayınladı, o kadar.
Üzücü olan partinin kurumsal kimliği veya o kimliği
temsil edenler tarafından harf devrimini anımsatacak tek söz söylenmemiş
olması.
Bu sessizlikte acaba “bir gecede geçmişimizle
bağlarınız koparıldı” diyen çarpık zihniyete hoş görünmek için midir?
Böyle gerici duruşlar her dönemde olacaktır, 6 oktan biri olan devrimcilik ilkesi de
bunları ortadan kaldırmayı sağlayacaktır.
Unutulmamalıdır ki, devrimcilik her dönemde
görülebilecek gerici duruşları ortadan
kaldırabilecek bir dinamik değerdir.
Atatürk devrimlerine Cumhuriyet Halk Partisi sahip
çıkmaz ise kim sahip çıkacaktır. Elbette Atatürk devrimlere sahip çıkmak Cumhuriyet Halk
Partisi için bir görev, bu
sahiplenmeyi ondan beklemekte bizim hakkımızdır.
Devrimler Cumhuriyet Halk Partisinin
kurucusunun ona inanan bir avuç arkadaşıyla beraber başardığı bir büyük
atılımdır.Dil devrimi de bunlardan en önemlisidir.
Türk dilinin ilkelerine hiç uymayan Arap alfabesi
zengin dilimizi yozlaştırdı. Bu alfabe nedeniyle Arapça ve Farsça kelimeler Türkçenin içine daha rahat
girdiler. Türk alfabesine geçiş Türkçenin yabancı (Arap/Fars) kelimelerden
arındırılmasının ve dil devriminin önünü açmıştır. Türkiye'nin çağdaş
değerlerle ve bilimle etkileşim içine girmesini kolaylaştırmıştır. Ülkemizin,
nüfuslarının çoğunluğu Müslüman olan diğer ülkelerden her bakımdan açık ara önünde olmasında en
önemli etkeni de bu çok kısa bir sürede gerçekleştirilen Türk toplumunu çağdaş uygarlık düzeyine ulaştırmanın önünü açan harf devrimidir.
Harf devrimi uluslaşmanın kilit
taşlarından birisidir. Zaten bu nedenle
Türküm demekten kaçınanların saldırılarının hedefidir.
Türk harflerinin kabulü, Devrimin en
önemli bölümlerinden biridir.Türkçenin
zenginleştirilmesi, okuma yazma kolaylığının sağlanması, basılan kitap
sayısının birden bire artması hep bu devrimin nimetleridir.Yani TÜRK KÜLTÜRÜ, BU DEVRİM İLE DOĞMUŞTUR.Çoğu
skolastik medrese kafasının ürünleri olan eski kitapları okumak isteyen bilim
adamları dışında Arap harfleri ulusal bilinçten silinmiş sayılabilir.
Bu alfabe değişimi bazı art niyetlilerin
söylediği gibi bir gecede geçmişle bağlarımız koparmamıştır.Tam aksine okur
yazar sayısının artması nedeniyle Türk dilinin
ve biliminin Arap harfleri ile yazılmış
eserleri Türk alfabesi ile ve sadeleştirilerek
yeniden yayınlanmakla eski kültür hayatımızla olan ilişki
sürdürülmüştür.