19 Haziran 2017 Pazartesi

YÜZDE ELLİİKİ ANAYASAYI İHLAL HAKKI VERMEZ


AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan CHP’nin yürüyüşü hükümetimizin bir lütfudur, buyurmuş.
Anayasal bir hakkın kullanılması kimsenin lütfü değildir.Anayasanın  34. Maddesi “Herkes, önceden  izin almadan , silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir” diyor.
Anayasanın bu emredici düzenlemesine rağmen nasıl engelleyecektin bu yürüyüşü. Seni hem Cumhurbaşkanı yaparken ve hem de  partili Cumhurbaşkanı yaparken aldığın yüzde ellibirlik ya da yüzde elliikilik oylar sana anayasayı ihlal hakkı vermez.
Tayyip Erdoğan AKP Genel başkanı ve Cumhurbaşkanı olarak  bugünlerde her ağzını açtığında Anayasayı ihlal ediyor.
Daha bir iki gün evvelde “Adalet Yürüyüşü” başlatan ana muhalefet partisi Genel Başkanına hitaben de “Yargı sizleri de çağırabilir” buyurmuştu.
Bu da tipik bir anayasayı ihlal söylemi, Mahkemelerin Bağımsızlığını düzenleyen Anayasanın 138. Maddesinin 2. Fıkrasında   “Hiçbir organ, makam mercii veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere  ve hakimlere  emir ve talimat veremez, genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz.” denmektedir.
Tayyip Erdoğan’ın“Yargı sizleri de çağırabilir” sözü tam bir telkindir.
Anayasadaki bu hüküm adil davranmayı, tarafsız olmayı konumunun gereği kabul eden makam sahiplerine   değil, oturduğu koltuğun gereği olarak her türlü hukuksuzluğu hak kabul edenleri dizginlemeye yöneliktir.
Bizim anayasamıza böyle bir hükmün konma nedeni; yakın tarihimiz de bunun çok acı örneklerinin yaşanmış olmasıdır.
Tabii aldığı emre göre davranmayı içine sindirebilen bir yargı mensubuna hangi anayasal korumayı getirirseniz getirin, onun için bu anayasal koruma hiçbir anlam ifade etmeyecektir. Siyasal iktidarlar ona bir şekilde ulaşırlar.
Ve hele de Cumhurbaşkanı ile çay toplamaya gitmeyi içine sindiren üst düzey yargıçların var olduğu bir ülkede bu gibi kişilere ulaşmak çok da kolay olur.
Bir tarihi gerçeği hatırlatmakta fayda var “1868 yılında Padişah  Abdülaziz’in  iradesiyle  ‘Divan-ı Ahkam_ı Adliye’ adıyla kurulan bugünkü Yargıtay’ın kuruluş amacı  irade de şöyle açıklanmıştır. “Kişilerin hakları ve güvenlikleri açısından  çok önemli olan hukuk işlerinin  mülki işlerden ve yürütmeyle görevli hükümetten ayrı bir düzene kavuşturulması, adalete değer veren Padişah’ın büyük arzusu olarak belirtilmiştir.”
Padişahın bu iradesi 149 yıl evveldir.
Yani Osmanlı  imparatorlarının 149. Yıl evvel kendilerine görmedikleri hakkı, bugün yüzde elli iki ile kendinize  hak görüyorsanız söylenecek söz kalmamıştır.
Yargıç teminatını ortadan kaldırdınız, bunun kimseye bir faydası olmaz. Bugün sizin çevrenizden muhaliflerinize saldıranlar yarın bir iktidar değişikliğinde sığınacak adalet ararlar.
Bir hukuk devletinde, haksızlığa uğranılması halinde başvurulacak tek sığınak, güvenilir liman yargıdır. Özgürlüklere  ve haklara yönelik el atmaları önlemenin  tek güvencesi bağımsız yargıdır.
 Yani Tayyip Erdoğan’ın “Yargı sizleri de davet edebilir” söylemi anayasanın verdiği bir hakkı gasp etmek anlayışıdır.
Bu yürüyüşte silah yok, kavga  dövüş yok, nasıl oluyor da Anayasanın tanıdığı bir özgürlük sizin lütfünüz oluyor. Ülkemizin yakın tarihi aldığı oy çokluğunu  yanlış yorumlayanların sebep oldukları  siyasi faciaları yazar.
Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın bu yargı mercilerine talimat verme tavrı tipik bir anayasayı ihlaldir.
Unutulmaması gereken husus hangi oranda oy gücüne sahip olursanız olun, bu size hukukun evrensel kurallarını ve anayasayı çiğneme hakkı vermez.