Atam'ın
büyüklüğü her gün yeni bir örnekle ortaya çıkıyor.
Cumhuriyet
dış politikası için bıraktığı miraslarından birisi "Araplar arası
ihtilaflara taraf olmayın, komşularınızın iç işlerine karışmayın"
AKP
hükümeti hem ihtilaflara taraf oldu, hem de Arap ülkelerinin iç işlerine
karıştı. Sonuçta ülkemizi batağa sapladı.
Atatürk
Arapların çok kaygan zeminde politika yaptıklarını gayet iyi biliyordu.
Gerçekten,
Arap ülkeleri arasındaki gruplaşmalar o kadar kaypaktır ki, o gruplaşmalara
Arap coğrafyası dışından bir taraf lehine katılan ülkelerin, şimdi AKP'nin
Türkiye'yi içine düşürüldüğü durum gibi, bir gecede kendilerini açıkta
bulmaları işten bile değildir.
Rejimleri
neredeyse birbirinin aynı olan Körfez İşbirliği Konseyi üyesi altı ülkenin bile
anlaşamadıkları son örnekle ortaya çıktı.
Nitekim,
daha bir yıl kadar önce, Katar Mısır'ın Müslüman Kardeş Cumhurbaşkanı Mursi'yi
destekleyince, aralarından yine ihtilaf çıkmıştı
Bu altı ülkeden
Suudi Arabistan, BAE ve Bahreyn, Katar ile hür türlü ilişkiyi kesmelerine
rağmen, Kuveyt ve Oman aynı çizgiyi izlemedi.
Son kriz,
Katar Emir’inin 23 Mayıs günü bir askeri törende yaptığı bildirilen konuşmada,
"Hamas'ı Filistin halkının meşru temsilcisi" ve İran'ı da
"bölgenin istikrarı bakımından büyük bir ülke" olarak tanımlaması
İran'ı ve Müslüman Kardeşleri bir numaralı tehdit olarak gören Suudi Arabistan,
BAE ve Bahreyn ile, Müslüman Kardeşleri "terörist" ilan etmiş olan
Mısır'ın tepkisini çekti. Katar böyle bir konuşmanın yapıldığını daha sonra
reddetmiş olsa da, kriz sona ermedi. Bu ülkeler Katar'ı bölgede, İSİD, El Kaide
ve Müslüman Kardeşler dahil, her türlü terörist örgüte destek vermekle
suçladılar.
Krizin bu
noktaya gelmesinde, Trump yönetiminin İran ve Müslüman kardeşler hakkındaki
değerlendirmesinin Suudi Arabistan ve BAE ile aynı olmasının da etkisi
oldu.Nitekim Trump‘Herkes bilsin ki, zor zamanda şahane işler yapan Sisi’yi tümüyle (full)
destekliyoruz, terörizme karşı birlikte mücadele edeceğiz…’ dedi
AKP iktidarı bu tablo
karşısında çeşitli açmazlar ile karşı karşıya.
2014'de
Katar ile şimdikine benzer bir kriz çıkmıştı. Krizin sebebi, Suudi Arabistan,
BAE ve Bahreyn'in Katar'a sığınan Müslüman Kardeşler kadrolarının sınır dışı
edilmelerini talep etmeleriydi. Katar bu talebe kısmen karşılık verdi ve bazı
Müslüman Kardeşler önderlerini ülkesinden çıkardı. Kriz böylece sonuçlandı.
İran
eleştiriliyor. Hatta AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan
Fars yayılmacılığından" bile söz etti. Elbetteki sadece bu yaklaşımı
nedeniyle Katar ile aynı safta değil. Katar'ın İran ile ortak ekonomik
çıkarları var. O nedenle İran'a karşı yumuşak bir tavır alıyor.
AKP
iktidarı özellikle ekonomik olarak hem Katar'a, hem de Suudi Arabistan'a
bağımlı.
O nedenle
Katar’a hangi gerekçeyle olursa olsun asker göndermek zaten gergin olan ABD ile
ilişkiler daha da kötüleşecek.. Suudi'yi tutsa, Katar ile ilişkiler gerilecek.
Velhasıl,Büyük Önder Atatürk’ün dediğini yapmazsan yani çok kaypak zeminde
siyaset yapan Araplar arası ihtilaflarda taraf olursan çok sıkıntı yaşarsın.
Recep
Tayyip Erdoğan’ın yapması gereken çevresindeki cahilleri değil, Monşerler diye
aşağılamaya çalıştığı diplomatları dinlemesinde. Bu davranış hem kendisi ve hem
de ülke için yararlı olur.
Zira sıkıntıyı
sadece Recep Tayyip Erdoğan yaşamıyor, ülke yaşıyor.