Benim de aralarında bulunduğum Ankara da bir
araya gelen bir grup eski siyasetçi, bürokrat ve aydın, ORTAK AKIL PLATFORMU
OLUŞTURMUŞ ve bu platform Sayın Milletvekillerine aşağıdaki mektubu
göndermişti.
Anlaşılıyor ki bu mektup sayın
Milletvekillerini çok etkilememiş. Bende şimdi bu mektubu, halkımıza yöneltip yayınlıyorum
Sayın
Vatandaşlarımız,
Ulusumuz
karanlık günlerden geçiyor; İç ve dış tehditlerin Devletin varlığına kast
ettiği, Ülkemizin Ortadoğu bataklığına her geçen gün biraz daha çekildiği,
kanın sokaklarımıza, ölümün kapımıza, bombaların yaşamımıza dayandığı, derin
bir ekonomik kriz ile işsizlik ve yoksulluk alarmının duyulduğu günler. TBMM'den geçen anayasa
değişikliği vasıtasıyla kader , oy
kullanma yaşında olan hepimize ulusal ve tarihsel bir görev yükledi.
Bu yaşanan bir parti sorunu değil bir ülke
sorunudur. O nedenle olaya parti gözlüğü ile değil sadece ülkenin bekası olarak
bakmak zorundayız.
Bütün vatandaşlarımızın yurtseverlik bilinçlerinin
gereğini yaparak, ‘partili kimliğinizi ve liderlerinizin
emirnamelerini’ aşan bir sorumluluk duygusu içinde, hangi partiye sempati duyarsanız duyun ‘milli
egemenliğe’, Türkiye Cumhuriyeti’nin bekasına ve korumasına, kararlılıkla
sahip çıkma direnciyle; emsalsiz bir siyasal duruş
sergileyeceğinize inancımız tamdır. ”Egemenliğin kayıtsız şartsız sahibi"
olan sizler dışında hiç
kimseye borcunuz yoktur. Tek borcunuz Vatanadır ki, O, olmazsa olmazımızdır ve
tehdit altındadır. Çağrımız kişilere yönelik değildir. Günün birinde bu
anayasayla, hiç birimizin aklına gelmeyecek maceracı bir kişinin Cumhurbaşkanı
seçilmesi olasılığı her zaman vardır. TBMM'ni
‘fesih yetkisiyle’ bu kişinin
iradesine bırakmayın. TBMM'yi Milli İradenin merkezi olmaktan çıkarmayın.
TBMM'nin işlevsiz ve 'şeklen var olan' bir Meclis'e dönüşmesine izin
vermeyin. Türkiye’yi geri dönüşü olmayan bir tehlikeye atmayın.
Bu
karanlık günlerden aydınlık şafaklara ulaşmak umuduyla sizleri. Devletin
varlığını ve bağımsızlığını gözetmeye, Vatanın ve Milletin bölünmez bütünlüğüne
sahip çıkmaya, Milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini korumaya çağırıyoruz. ’TEK KİŞİ REJİMİNE HAYIR’ demeye davet
ediyoruz. Laik Demokratik Cumhuriyeti ve millî egemenliği, diktatörlüğe,
monarşiye; Üniter devleti Federasyona ve bölünmeye; Yargı bağımsızlığı ve
hukukun üstünlüğünü, Adaletsizliğe;
Denge ve denetimi ise kuralsızlığa ve sorumsuzluğa tercih etmeyin.
Tarihin
gözleri hepimizin üzerindedir; Şehitlerimizin ve tüm ulusal
kahramanlarımızın vebali omuzlarımızdadır, çocuklarımızın geleceği ellerimizdedir.
Kullanacağımız her oy Seyit
Onbaşı’nın omuzladığı top güllesidir. Nene
Hatun’un taşıdığı mermidir. Sütçü
İmam’ın dudaklarındaki duadır. Çanakkale’de
kefensiz yatanların son nefesidir. Ömer
Halis Demir’in, Fethi Sekin’in cesaretidir.
Kullanacağınız oy bir Ulusun kaderidir.
Sizleri,
ülkenize sahip çıkmaya, ‘TEK KİŞİ REJİMİNE HAYIR’ demeye davet
ediyoruz. Tarih, kullanacağınız ‘HAYIR’
oyunu, şahsınızın ve çocuklarınızın manevi mirasına, istiklal madalyası gibi yazacaktır.
NOT:
YAZIDA
GÖRDÜĞÜNÜZ ALTI ÇİZİLİ İTALİK HARFLERİYLE YAZILMIŞ KISIMLAR BENİM TARAFIMDAN
MİLLETVEKİLLERİNE HİTABEN YAZILMIŞ MEKTUBU VATANDAŞLARIMIZA YÖNELTİRKEN
YAPILMIŞ DEĞİŞİKLİKLERDİR.