Mevcut CHP yönetimi son yıllarda üst üste
gelen hezimetlerin sorumluluğunu kendilerinde arayacak yerde, faturayı
Parti'nin geçmişine çıkartma hadsizliğini sürdürüyor.
Çarşamba günü Ahmet Hakan'ın köşesinde yer
verdiği CHP grup başkan vekili Engin
Altay ;
-- "Dinsiz parti algısını
biraz da biz besledik" demiş ve örnek olarak türban (o,
'başörtüsü" diyor) karşısındaki geçmiş tutumlarını göstermiş;
-- "Darbeci parti algısını biraz
da biz besledik" demiş ve örnek olarak 27 Mayıs ve 28 Şubat'a
şiddetle itiraz etmemelerini göstermiş;
-- "Devletçi parti
olduk" demiş ve 60 yıldır iktidarda olmamalarına rağmen, devletin
sahibi gibi davranmalarını göstermiş;
--"Cumhuriyet'i kuran partiyiz havasından
vazgeçmeliyiz" demiş.
Bunları söyleyen bir CHP yöneticisi olamaz, olmamalıdır!
"Dinsiz parti" algısı varsa, o
algıyı yıkmanın yolu türbana teslim olarak ve bütün laiklik karşıtı eylemlere
sessiz kalarak değil, konunun bir "başörtüsü" konusu olmadığını ve
türbanın laikliği yıkmak için bir
siyasi simge olarak kullanıldığını, türbanın bugün ilk okullara kadar indiğini
halka bıkmadan anlatmaktır.
Ama nasıl anlatacaksınız ki; türbanın TBMM'ne sokulması üzerine "bugün en mutlu günüm" denildiyse, cuma gününün
fiilen tatil edilmesi yönündeki uygulamalar sessizlikle geçiştirildiyse,
diyanetin son iğrenç "fetva"sına sessiz kalarak mı dinsiz parti
algısını yıkacaksınız
"Darbeci parti" algısı varsa, o
algıyı yıkmanın yolu, "darbelerden hesap soruyoruz" aldatmacasının
peşinden giderek, sahte delillerle TSK'nin bütün Atatürk'çü kadrolarının
tasfiye edilmesine sessiz kalmak değildir. Hukuksuzluklara karşı çıkarken,
darbelere zemin hazırlayan dinci/bölücü hareketlere de cesaretle karşı durmaktır.
TSK’daki bütün Atatürkçü kadroları tasfiye
eden Fettullah Gülen örgütüne, geçmişte AKP’nin, şimdide sizin yaptığınız gibi
kol kanat germek değil, tam aksine onlardan, hukukun üstünlüğü güvencesi ile
bağımsız ve yansız bir yargı önünde hesap sorulması gerektiğini haykırmaktır.
Engin Altay farkında değil,
"devletçilik", yöneticisi olduğu Parti'nin altı ilkesinden birisidir.
CHP hem "devletçi"dir, hem de "devletten evvel var olan devleti
kuran partidir. Bunlardan utanacak yerde, bunların ne anlama geldiğini anlamaya
çalışsa daha iyi olur kanısındayım.
CHP’nin devletçilik anlayışı, “yurttaş
devlet için değil, devlet yurttaş içindir”. Bu anlayışımız halkçılık ve
devrimcilik ilkemizle bir arada muasır medeniyete ulaşmanın, onu geçmenin
motorudur.
CHP, emperyalizme karşı, halkının
desteğini alarak savaşan ve böylece bütün mazlum milletlere örnek olarak "Cumhuriyet'i kuran, bu ülkeye çok
partili rejimi getiren parti"dir.
Bu,
utanılacak değil, iftihar edilecek bir
tarihsel gerçektir. Grup Başkan vekilinin bu anlayışı, gelecekte,
"Cumhuriyet'i kuran Adam'dan" da utanmaya yelteneceklerinin işaretini
vermektedir. Onun resmini indirtmek, indireni korumaya almak da bu mantığın
yansıması olsa gerek.
Engin Altay, söylediklerinin ne kadar
yanlış olduğunu görmesi için kitap okumasına, araştırma yapmasına, bir şeyler
öğrenmeye çalışmasına da gerek yok,
kendisine kimin methiyeler düzdüğüne baksın, söylediklerinin ne kadar yanlış
olduğunu anlar.
Engin Altay gibi düşünenler, CHP
yönetiminde kaldığı her gün, Türkiye uçuruma giderek artan bir hızla
yaklaşıyor.