Tayyip Erdoğan'ın kendisine uygun savcı
arayarak bulduğu hukuk katliamcılarının, bu ülkenin Ordusuna, aydınına karşı
kurduğu komplo artık iyice ortaya çıktı.
Buradaki en büyük suçlu, bu ülkenin
ordusuna, aydınına komplo kurulurken bile bile sessiz kalan ve hatta bunun önünü açan Tayyip Erdoğan ve AKP iktidarıdır.
Devleti yönetenlerin, "aldatıldık","kandırıldık"
demek hakları yoktur. Aldatıldık söylemi, kocaman bir yalandır.
Devletin bütün kurumları size bağlı olacak,
siz hukukun ayaklar altına alındığını bilmeyeceksiniz.
Hiç inandırıcı değil, siz başından beri
kurulan bütün tezgahları biliyordunuz.
İnsanlar zindanlarda feryat ederken, bir
kere bile bu feryatları duymadınız, daha doğrusu duymak istemediniz.
Bu komplo kurulurken ABD'nin bu komploya
niye destek verdiğini hiç düşünemediniz mi?
Diğer suç ortağınız ABD'ye yerleşip orada
özel himayeye mazhar bir kişi olarak yaşaması size hiç mi ters gelmedi?
Nedir bunun sebebi diye hiç düşünmediniz mi?
Düşünmenize gerek yoktu siz sebebi
biliyordunuz?
Ordunun iğdiş edilmesinden Amerikalılarla
beraber memnundunuz.
İçeri alınanların tamamı, askeri, sivili,
Cumhuriyetle sorunu olmayan, ona sıkı sıkıya bağlı olan insanlardı.
Siz bir anlamda Cumhuriyetten öç alıyordunuz,
onun için şeriklerinizin kim olduğu sizin için hiç önemli değildi.
Sizin için önemli olan, Laik, demokratik
Cumhuriyetin yıkılmasıydı.
Bölücülerle, Sevr özlemcileriyle görüşmeyi
içinize sindirebildiniz ama zindanlardan feryat eden insanların ne dediklerini
dinlemek, duymak bile istemediniz.
Etrafınızda var mıydı, bilemiyorum, ama üç
tane namuslu hukukçudan bu adamlar ne diyor, bir inceleyin demek bile aklınıza
gelmedi mi?
Gelmezdi, gelemezdi, zira o aradığınız
savcının geçmişini biraz inceleseydiniz ki, incelememeniz, bilmemeniz mümkün
değildi, ama işinize böyle karanlık, defolu bir kişi geliyordu.
Çünkü o sizin her dediğinizi yapacaktı,
yoksa siz ona normal yapılması gerekeni yapardınız.
Sadece Aydının Çine İlçesinde yaptıkları ne mal olduğunu
ortaya koyuyordu.
Bunu da bilmiyorduk demeyin, biliyordunuz.
Bu savcının mensubu olduğu cemaate "Ne istediniz de vermedik " diyen
siz değil miydiniz?
Sizden istediklerinin sadece zırhlı araç
olduğunu söylemeyin komik olursunuz, sizden istenen kurulan kumpasa önünü
açarak yardımcı olmanızdı, oldunuz.
Terör örgütü Habur'dan içeri davul zurnayla
militan sokarken, orada Türkiye Cumhuriyetine yakışmayacak çadır mahkemeleri
kurdurdunuz.
O çadır mahkemelerine gelen çapulcu takımı
rahatsız olur diye Atatürk resmi bile astırmadınız.
Bu kepazeliğin üstüne "Çok güzel şeyler
oluyor" diyebildiniz.
Sizin için "çok güzel olan şeyler"
bu ülkenin insanlarının çok büyük kesimi için çok rahatsız ediciydi.
Ordu alabildiğine yıpratılırken, PKK'nın iki
numarası bir katilin gizli tanık olarak Türk silahlı kuvvetleri aleyhine
tanıklık ettiğini bilmiyor muydunuz?
Nasıl bilmezsiniz, sizin görevlendirdiğiniz bir memur, Oslo'da, terör örgütü mensuplarına
"Beğenmediğiniz, hoşlanmadığınız idarecileri, askerleri,
emniyetçileri bize bildirin biz gereğini
yaparız", dememiş miydi?
"Şehirleri silah deposu haline
getirdiğinizi biliyoruz" cümlesi de gene emrinizdeki o memura ait değil miydi?
Bu sizin bilginiz dışında mıydı?
Haddine mi o zavallının sizin bilginiz
dışında öyle konuşması. Hem de Amerikan
uşağı bir İngiliz gözlemcinin önünde.
Sakın burada, Amerikalıyı, İngiliz'i suçlamayın,
onlar bizim aleyhimize de olsa, biz kızsak da,
kendi ulusal çıkarlarını koruyorlardı.
Türkiye'nin ulusal çıkarlarını korumak ve
kollamak, Amerikalının, İngiliz'in işi değil sizin işinizdi.
Ama Atatürk Cumhuriyeti yıkılmak isteniyordu
ya, olsun varsındı.
Ülkenin bir bölgesinde sizin yanlış
politikalarınız nedeniyle terör örgütüyle her gün çatışılıyor.
Bunun tek müsebbibi sizsiniz.
Ülkeyi getirdiğiniz noktayı görün, muhakkak
ki etnik kökeninden şeref duyan, ama ben Türk'üm diyen bir bilim adamının
kazandığı "Nobel Ödülü" değil, etnik kökeni tartışılıyor.
Ama o etnik kökenini ön plana çıkartanların
suratına "Ben Türk'üm diyerek" tükürür gibi cevap veriyor.
Hiç pişmanlık duyduğunuzu, kandırıldığınızı,
aldatıldığınızı söylemeyin, Oslo'da, Silivri'de, laik demokratik Cumhuriyete
kast edilirken hepiniz suç ortağıydınız.
NOT :ELEKTRONİK POSTA
:sahinmengu48@gmail.com