17 Ağustos 2014 Pazar

NASIL YEMİN EDECEK


Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti’nin 12. Cumhurbaşkanı olarak 28 Ağustos günü yemin ederek göreve başlayacak.
Ama bu yemini nasıl edecek anlamak mümkün değil, zira yemin “Büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda, namusum ve şerefim üzerine andiçerim” diye bitiyor.
Ama kendisi ısrarla bu milletin adını söylemekten kaçınıyor.
Bugüne kadar  “Türk Milleti”  demekten ısrarla kaçınırken, şimdi nasıl hem de “Büyük Türk Milleti” diyecek. 
Tabii onun ruh dünyasında ümmet demek isteği yatıyor.
Anayasaya bağlı kalacağına yemin edecek. Adam daha seçildiğinin resmen ilan edildiği gün, Başbakanlık görevini bırakması gerekirken, bunu yapmayarak ilk günden  Anayasa’yı ihlal etmeğe başladı.
Hukukun üstünlüğüne bağlı kalacakmış.
Hadi canım sende, hukuk benim anladığım ve işime geldiği gibi yorumlanır düşüncesinde olan  bir insan, nasıl hukuka bağlı kalacak.
Bu ülkede “kumpas” kurularak aydınlar, siyasetçiler, gazeteciler, askerler, haksız ve hukuksuz zindanlarda çürürken, ucu kendisine dokunmaya başlayıncaya kadar sesi mi çıktı?
Atatürk’ün vasiyeti çiğnendi, Atatürk Orman Çiftliği büyük bir aç gözlülükle yağmalandı, hangi hukuk. Bırak hukuku “vasiyet” gibi bir insanın son arzusuna saygı göstermeyen birisi.
Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlı kalacağı üzerine yemin edecek.
Devrimlere karşı, geçmişle bağımız kopartıldı diyerek “harf inkılâbına” karşı olduğunu dolaylı şekilde ortaya koydu.
Tabii bu arada harf inkılâbından önce bu ülkede okuryazar oranı yüzde birlerle ifade edilirken bugün hangi orana yükseldiğini ıskaladı.
“vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü koruyacağına” yemin edecek.
Buna kimse inanmaz, Oslo görüşmelerinden başlayarak, ülkenin bölünmesi, “Özerk Kürdistan”ın kurulması için elinde gelen çabayı gösteriyor.
“Laik Cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağıma” diyerek yemin edecek. Siyasal İslamı kendisi için hedef seçen bir insan nasıl olurda laik Cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağı üzerine yemin edebilir.
Mısırdaki, dostu Mursi ne kadar laik idi ise, kendisi de o kadar laiktir.
Devletin bağımsızlığı diyecekmiş, kimse inanmaz, ülkesinin iç sorununu bir yabancı devletin gözetiminde tartışılmasını içine sindiren bir siyasetçi, inanarak “devletin bağımsızlığını”  koruyacağım diye bilir mi? Derse inandırıcı olur mu?
Cumhurbaşkanlığı görevini tarafsızlık içinde yapacağına dair yemin edecek.
Bugüne kadar ülkenin Başbakanı olarak ne zaman tarafsız oldu ki, bundan sonra Cumhurbaşkanı olduğu için tarafsız davransın.
Hani o İsmet Paşa’nın güzel deyişiyle “Bugüne kadar ne yaptıysa bundan sonrada onu yapar”
Yemin içeriğine baktığınız zaman Tayyip Erdoğan’ın içine sindirebileceği herhangi bir kavram yok. Bu kavramlar kendisine o kadar yabancı ve itici ki, nasıl yemin edecek çok merak ediyorum.
Yemin etmek ahlak sahibi bir insan için çok önemli bir açıklamadır. Zira uygar insan doğrular üzerine yemin eder.
İnanmadığınız şeyler üzerine yemin etmek, ne ahlaken, ne hukuken ve ne de dinen kabul edilebilir bir şey değildir.
İnanmadığınız şeyler üzerine yemin etmek, bir anlamda hile yapmaktır, insanları kandırmaktır.
Ahlak sahibi bir insansanız, hile yapmamanız, karşınızdaki insanları kandırmamanız gerekir.
Sırf bir şeyi elde etmek için inançlarınıza aykırı hususlar üzerine yemin ediyorsanız bu çok daha vahimdir.
Nasıl yemin edecek diye düşünüyorum ama, onun için önemli değil, bugüne kadar o kadar çok gerçek dışı beyanda bulundu ki, ha bir fazla ha bir eksik.