Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye
Cumhuriyeti’nin 12. Cumhurbaşkanı olarak 28 Ağustos günü yemin ederek göreve
başlayacak.
Ama bu yemini nasıl edecek anlamak
mümkün değil, zira yemin “Büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda, namusum ve şerefim üzerine andiçerim”
diye bitiyor.
Ama kendisi ısrarla bu milletin
adını söylemekten kaçınıyor.
Bugüne kadar “Türk Milleti” demekten ısrarla kaçınırken, şimdi nasıl hem
de “Büyük Türk Milleti” diyecek.
Tabii onun ruh dünyasında ümmet demek
isteği yatıyor.
Anayasaya bağlı kalacağına yemin
edecek. Adam daha seçildiğinin resmen ilan edildiği gün, Başbakanlık görevini
bırakması gerekirken, bunu yapmayarak ilk günden Anayasa’yı ihlal etmeğe başladı.
Hukukun üstünlüğüne bağlı
kalacakmış.
Hadi canım sende, hukuk benim
anladığım ve işime geldiği gibi yorumlanır düşüncesinde olan bir insan, nasıl hukuka bağlı kalacak.
Bu ülkede “kumpas” kurularak aydınlar, siyasetçiler, gazeteciler, askerler, haksız ve hukuksuz zindanlarda çürürken,
ucu kendisine dokunmaya başlayıncaya kadar sesi mi çıktı?
Atatürk’ün vasiyeti çiğnendi,
Atatürk Orman Çiftliği büyük bir aç gözlülükle yağmalandı, hangi hukuk. Bırak
hukuku “vasiyet” gibi bir insanın son arzusuna saygı göstermeyen birisi.
Atatürk ilke ve inkılâplarına
bağlı kalacağı üzerine yemin edecek.
Devrimlere karşı, geçmişle bağımız
kopartıldı diyerek “harf inkılâbına” karşı olduğunu dolaylı şekilde ortaya
koydu.
Tabii bu arada harf inkılâbından
önce bu ülkede okuryazar oranı yüzde birlerle ifade edilirken bugün hangi orana
yükseldiğini ıskaladı.
“vatanın ve milletin bölünmez
bütünlüğünü koruyacağına” yemin edecek.
Buna kimse inanmaz, Oslo
görüşmelerinden başlayarak, ülkenin bölünmesi, “Özerk Kürdistan”ın kurulması
için elinde gelen çabayı gösteriyor.
“Laik Cumhuriyet ilkesine bağlı
kalacağıma” diyerek yemin edecek. Siyasal İslamı kendisi için hedef seçen bir
insan nasıl olurda laik Cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağı üzerine yemin
edebilir.
Mısırdaki, dostu Mursi ne kadar
laik idi ise, kendisi de o kadar laiktir.
Devletin bağımsızlığı diyecekmiş,
kimse inanmaz, ülkesinin iç sorununu bir
yabancı devletin gözetiminde tartışılmasını içine sindiren bir siyasetçi,
inanarak “devletin bağımsızlığını”
koruyacağım diye bilir mi? Derse inandırıcı olur mu?
Cumhurbaşkanlığı görevini
tarafsızlık içinde yapacağına dair yemin edecek.
Bugüne kadar ülkenin Başbakanı
olarak ne zaman tarafsız oldu ki, bundan sonra Cumhurbaşkanı olduğu için
tarafsız davransın.
Hani o İsmet Paşa’nın güzel
deyişiyle “Bugüne kadar ne yaptıysa bundan sonrada onu yapar”
Yemin içeriğine baktığınız zaman
Tayyip Erdoğan’ın içine sindirebileceği herhangi bir kavram yok. Bu kavramlar
kendisine o kadar yabancı ve itici ki, nasıl yemin edecek çok merak ediyorum.
Yemin etmek ahlak sahibi bir insan
için çok önemli bir açıklamadır. Zira uygar insan doğrular üzerine yemin eder.
İnanmadığınız şeyler üzerine yemin
etmek, ne ahlaken, ne hukuken ve ne de dinen kabul edilebilir bir şey değildir.
İnanmadığınız şeyler üzerine yemin
etmek, bir anlamda hile yapmaktır, insanları kandırmaktır.
Ahlak sahibi bir insansanız, hile
yapmamanız, karşınızdaki insanları kandırmamanız gerekir.
Sırf bir şeyi elde etmek için
inançlarınıza aykırı hususlar üzerine yemin ediyorsanız bu çok daha vahimdir.
Nasıl yemin edecek diye
düşünüyorum ama, onun için önemli değil, bugüne kadar o kadar çok gerçek dışı
beyanda bulundu ki, ha bir fazla ha bir eksik.