Kimine göre bir meczup kimine göre bir hain ama kesin olan şu ki bir AKP'li şahıs "yeni bir devlet kuruyoruz....bu devletin lideri de Recep Tayyip Erdoğan'dır" deyince Y-CHP'li arkadaşlar görünüşte çok kızdılar.Ama Tepkiler çok cılız kaldı.İktidar Abdülhamit’e gösterdiği saygı ve korumayı Atatürk’e göstermedi.Göstermesi de beklenmezdi zaten
Cumhuriyetin bütün kurumları birer birer
yıkılırken,Türk aydınlanmasının en büyük adımı olan laiklik anayasada içi boş
bir kavram haline getirilirken, anayasal koruma altındaki tevhid'i tedrisat
fiilen yok edilirken, aynı şekilde Anayasal ve yasal koruma altında olan Atatürk
toplumun ve devlet hayatının tüm kesitlerinden
silinmeye cüret edilirken, Öyle anlaşılıyor ki,
bazılarının gönlünde Atatürk'ün cumhuriyetine son verip farklı bir ideolojiye
ve dünya görüşüne dayalı yeni bir devlet kurma niyeti yatıyor. Türkiye'de bir dinci yönetim
anlayışı bütün kurumlarıyla
yerleştirilirken sadece göstermelik boş
laf üreterek bu gelişmelerin hiçbirine engel olamayanların şimdi samimiyetle tepki
verdiklerine kim inanır?
2. Cumhuriyetçileri parti kadrolarına
alan, yıllardır AKP/RTE'nin dilinden düşmeyen, "yeni Türkiye" kavramına karşı bir duruş ortaya koymayan,
.Aynı
tarihlerde üstelik, "dev çınar, yeni filiz" sloganını icat edip, ve 6 oklu amblemini,
bayrağını inkar ederek kendi yönetimlerindeki CHP için de "yeni" tanımını kullanan bu
arkadaşlar değil miydi? 6 oku kendilerine bayrak edinenlerin, Sevr’i yırtıp Lozan’ı yapanlar olduğunu
düşünmeden
Kızmış gibi davranıp rol yapacaklarına, bunlarla
ciddi şekilde mücadele etmeleri gerekmiyor mu?
Şimdi hakkında kullanılacak sıfat
bulamadığım bir AKP'li "bir yeni
devlet kuruyoruz" deyince kızmış gibi yapmak da aynı AKP üst yönetimin
yasak savmasına benziyor. CIA'nin
eski Türkiye masası şefi Graham Füller'in 2007 yılında yazdığı "Yeni
Türkiye Cumhuriyeti" kitabının verdiği mesaj da, adından anlaşılacağı gibi
farklı değildi. Aynı tarihlerde yayınlanan Atlantic Council'in raporunda da
Türkiye'nin yeni bir anayasa hazırlaması ve bu anayasada Türk kelimesinin
geçmemesi öneriliyordu. Anlaşılan o ki
Türk milleti sözünü kullanmaya karşı çıkanlar arasında yabancılar da var.
Hadi kendileri mücadele edemiyorlar, parti
üst kademelerindeki hukuk fakültesi diploması taşıyanlar Siyasi Partiler
Yasasının “Atatürk’e saygı” başlığını
taşıyan 85. Maddesini anımsatabilirler idi.
Böylece AKP üst yönetiminin, “Kendi şahsi
görüşü partiyi bağlamaz” sözlerinin toplumdan gelen tepki nedeniyle yasak
savmak için söylendiğini teşhir etmiş olurlardı.
Tabii bu çirkin saldırıya sessiz kalan
sadece YCHP’liler değil, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı da bu çirkin saldırıya
tepkisiz kalamaz. Kanun amir hükmünü çiğneyen bu adamın AKP’den çıkarılmasını
isteyebilir, bu yerine getirilmediği zaman da partiye müeyyide uygulanması için
Anayasa Mahkemesine başvurması gerekir.
Yüksek yargıçlardan oluşan Yüksek seçim
Kurulu’nun açıkça kanun amir hükmünün çiğnenmesine göz yumduğu da düşünülürse,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının o yürekliliği gösterebileceğine olan inancımızın sadece bir hayal olduğunu
gösteriyor.