Terörle arasına mesafe koymayan, ya da bir
şekilde terör örgütü ile ilişki içinde bulunan partiler bütün demokratik
ülkelerde kapatılır.
Zira terör bir insanlık suçudur.Terör örgütü,
propagandasını yapabilmek, toplumun ve dünyanın ilgisini üzerine çekebilmek
için masum insanları da öldürmekten kaçınmaz
Türkiye’de PKK terörü gene can almaya devam
ediyor.
Terör demokrasiye ve ulusal bütünlüğümüze
yönelik ağır bir tehdittir.Terör sorununu olağan rejim içinde, demokrasinin
bütün kanallarını açarak çözülmesi gerekirdi.
Maalesef bunu bugüne kadar beceremedik.
Geriye dönüp baktığımızda, AKP’nin iktidarı
devir aldığı tarihlerde terör sıfır noktasına geriletilmiş, yani güvenlikçi
tedbirler semeresini vermişti. Artık devletin yapması gereken, bölgede alması
gereken sosyal ve ekonomik tedbirleri almaktı.
Ama maalesef bu tedbirler alınmadı ve terör
örgütünün tekrar canlanmasına sanki göz yumuldu.
AKP tarafından açılım süreci denilen,
aslında üniter yapının bozulması, çözülmesi anlamına gelen süreçte, PKK’nın
güçlenmesine göz yumuldu.
OSLO görüşmeleri önce inkar edildi, sonradan
varlığı kabul edilmek zorunda kalındı.
Hem de bu görüşmeler, PKK sorununu
uluslararasılaştırmak yanlışı yapılarak bir üçüncü devletin gözetimi altında
yapıldı.
Bu süreçte PKK Türkiye içinde her türlü
silah yığınağı yaptı, AKP iktidarı bütün bunları bilmesine rağmen sessiz kaldı.
Buna sessiz kalan AKP, yıllarca PKK’nın
siyasal uzantısı HDP ile masa başında toplumdan ve parlamentodan hatta kendi
milletvekillerinden bile gizli pazarlıklar yürüttükten sonra şimdi bir anda
HDP’yi düşman ilan etti.
Hatta o kadar ileri gittiler ki, bir bakan
çıktı “HDP’ye oy vermek demokrasi değildir” bile dedi.
İşte
bu iki yüzlülüktür.
Zamanında masa başında dostluk nutukları at, şimdi ona oy vermek demokrasi
değil de.
Bu söylemin tek anlamı vardır. Bana verilen
oylar demokratiktir, diğer partilere verilen oylar demokrasi dışıdır.
Adama “Hadi canım sende” derler.
Bu zavallılığın, suçluluğun bir anlamda
faşist bir anlayışın dışa vurumudur.
Siyasetle uğraşan herkesin, demokrat geçinen
herkesin yapması gereken şey,terörü
lanetlemek olmalıdır.
Kan ve kafatasına dayanan her türlü ırkçılık
insanlık dışıdır, çağdışıdır.
Kürt milliyetçiliği yaparsan çağdaş ve
ilericisin, bu ülkede yaşayan insanları tarif eden, etnik kimliğe dayanmayan Türküm dersen, gerici
ve tutucusun.
Bu coğrafya da yaşayan, ırk temeline dayanmadan
kendilerini Türk diye niteleyenler hep
kötü, diğerleri hep iyi.
Zamanında PKK ile masaya oturan AKP bugün
HDP’ye verilen oyları demokrasi dışı kabul ederken ne kadar ilkelse, terör
faaliyetlerini tek kelimeyle eleştirmeyen HDP ve CHP içine sızmış bölücü yandaşları
da o kadar ilkel.
İnsanlık ırk temeline dayanan faşizmden çok
çekti. Milyonlarca insan ikinci Dünya harbinde öldü.
Hala bir ırk söyleminin peşinden gitmek en
aşağılık insan davranışıdır.
Türkiye’nin demokrasi sorunu olduğu hiç
tartışmasızdır; eğer bu ülkede demokrasi tüm kurum ve kuralları ile çalışsaydı
17-25 Aralığın hesabı sorulmaz mıydı?
17-25 Aralığın yaşandığı bir ülkede, ana
muhalefet partisi çıkıp “ devri sabık yaratmayacağız” diye bilir miydi?
Elbette diyemezdi.
Her türlü hırsızlığa göz yumacaksın, benim
hırsızım iyidir diyeceksin sonrada çıkıp demokrasi söyleminde bulunacaksın.
Geçin efendiler geçin, önce bir aynaya
bakın, işinize geldiği zaman terörle arasına en ufak mesafe koymamış partiyle
masaya oturup adı “Özerklik” olan, aslında Sevr’in uygulamasının ilk adımı olan
pazarlıkları yapın, şimdi de kalkıp demokrasi nutukları atın.
Sevr’i yırtıp atıp Lozan’ı yapanlar, bu
coğrafyada yaşayan insanları ırklarına göre sınıflandırmamıştı, onlara sadece
insan diye bakmışlardı.
Kürt olmuş, Arap olmuş, Arnavut olmuş,
Çerkez olmuş hiç fark etmez. Evvela karşımızdakine insan diye bakmasını öğreneceğiz.
Hadi kalkın ayağa, hiç ayırımsız TERÖRÜ LANETLEYİN; yapamazsınız teröre
bakışınız sadece oy kaygısıyla, hepiniz iki
yüzlüsünüz.