Şu seçim
atmosferinde CHP ile ilgili yazmayalım diyoruz ama parti yöneticileri, kendi
elleriyle ana muhalefete zarar vermeye devam ediyorlar...Biri kalkıyor
1930’ların CHP’si diye bilip bilmeden sallıyor, biri çıkıyor bir konuşuyor ki,
adamın parti programını bile bilmediği ortaya çıkıyor.
Bunlara
sessiz kalırsak, bunların partiye verdiği zararı kim engelleyecek.
Y-CHP’nin “tanıtımdan sorumlu, Atatürk’ten
“kefere” diye söz edebilen Genel Başkan Yardımcısı Bekaroğlu geçen hafta içinde
Hürriyet gazetesinde partiyi “tanıtmış!”
Tanıtırken partinin programını bile
bilmediğini ortaya koymuş.
Beyzadem partiyi tanıtırken, CHP’nin
Kılıçdaroğlu ile “kimlik siyasetinden
çıktığını” söylemiş.
Böyle bir laf etmek eğer bilgisizlikten
ileri gelmiyorsa en hafif tabiri ile insafsız olmayı gerektirir.
“Devletin kimliklere karşı kör olması
gerektiğini” her ortamda ve ısrarla söyleyen Deniz Baykal’dı.
Yıllardır devlet etnik kör olmalıdır der.
Hatta bu konu CHP’nin 2008 Kurultayından
geçen parti programında yer almıştır.
Bugüne kadar kimlik üstünden siyaset
yapılmasına bu kadar açıktan ne tavrı başka hiçbir siyasetçi almamıştı.
Parti programının 46. Sayfasında “ETNİK FARKLILIKLAR ÜLKEMİZN ZENGİLİĞİDİR” dedikten
sonra aynen “ Ülkemizde farklı etnik yapıların, farklı kültür ve kimliklerin
var olması, bunların varlıklarını sürdürmesi ulusal zenginliğimizdir.
CHP, Lozan Antlaşması ile azınlık olarak
nitelenmiş olan yurttaşlarımızın, kendilerine tanınmış olan dini ve kültürel
azınlık haklarından eksiksiz olarak yararlanmalarını amaçlar. Yeni azınlıklar
yaratılmasına karşıdır.
CHP daha 1989 yılında Kürt kökenli
yurttaşlarımızın karşılaştıkları sorunları açık yüreklikle ortaya koymuş; etnik
köken farklılıklarına, kültürel çoğulculuğa, bireysel kültürel haklara olan
saygımız, demokratik değerlere, eşitliğe ve hoşgörüye olan bağlılığımız
çerçevesinde toplumumuza, üniter devlet ve ulus devlet temeli dikkate alınarak
kısıtlamaların kaldırılması ve çağdaş, kalıcı çözümler bulunması için
politikalarını sunmuştur.
Etnik Kimlik Bir Şereftir.
CHP devletin etnik farklılıklar üzerine
politikalar oluşturmasını benimsemez.
Devletin görevi bütün etnik kimliklerin
din ve mezhep farklılıklarının üzerine çıkarak insanı odak yapan yaklaşımları
ortaya koymak, ortak değerleri bulup çıkartmaktır. Ancak etnik kimliğine
bireysel olarak vurgulamak isteyenleri saygıyla karşılar ve etnik kimliği
insanların şerefi sayar.Devletin vatandaşları etnik kökenine, dinini ve
mezhebini görmeyen, bütün vatandaşlara eşit davranan bir yapıya sahip olmasını
savunur.Sorunların sadece yasalardaki eksikliklerden değil, uygulamadaki bazı
yanlışlıklardan kaynaklanabileceğini düşünerek bu evrensel insan hakları ve özgürlükler
değerlerini hayata geçirmeye özen göstermelidir.
Yurttaşlarımızın farklı etnik kökenden
gelmeleri, farklı kültürel, mezhepsel, dinsel özellikler taşımaları,
birlikteliklerinin ve ortak bir ulus oluşturmalarının engeli olamaz.Bu
farklılıklar ulus olarak zenginliğimizdir, güç kaynağımızdır.
Kişisel kültürel haklara saygı, kişinin
kimliğine saygıdır; insana, insan haklarına ve çoğulcu demokrasiye saygının
gereğidir. Kişisel kültürel haklar hiçbir erk tarafından çiğnenemez.” Diyerek
devam etmektedir.
Bu program mı kimlik siyasetini öne
çıkarıyor.
Baykal zamanında hiçbir aday şimdi
yapıldığı için Ermeni veya Çingene diye aday gösterilip ifşa edilmedi.
İnsanları din ve etnik kökenleri ile halka
tanıtıp aday göstermek mi, kimlik
siyasetinden çıkmak.
Biraz insaf Bekaroğlu, bu partini ulusalcı
kanadından nefret ediyor olabilirsin ama bari isafsızlık etme.
Atatürk’e “kefere”, “katliamcı”,
1930’ların CHP’sine içerden Genel Başkan
düzeyinden başlayarak yapılan, haksız, mesnetsiz saldırılarınızı acıyarak
seyrediyorum.
Ama asil hayret ettiğim, bu yaptığınız
haksız, yersiz ve zaman zaman da çirkin saldırılarınızı sessizlik içinde
seyreden gerçek CHP’liler.