Sayın Kemal Anadol Türk siyasi hayatının renkli ve de kişilikli bir figürüdür.
Karadeniz Ereğlisi’nde daha CHP İlçe Başkanı
iken, 12 Mart muhtırası döneminde, İstanbul ve civarı Sıkı Yönetim ve 1.Ordu
Komutanı Orgeneral Faik Türün’ün emriyle, otuz kadar işçi ve sendikacıyla
beraber, Ereğli Demir Çelik Fabrikası Yüksek Fırını “Ayşe”ye sabotaj yapmaktan
göz altına alınmış, yirmi sekiz gün sonra CHP Genel Başkanı İsmet Paşa’nın
müdahalesiyle serbest bırakılmış, sonradan da suçsuzluğu anlaşılmış bir
kişidir.
12 Eylül Askeri rejimi zamanında ise meşhur
“Barış Derneği” davasından bir yıl tutuklu kalmış ve beraat etmiştir.
Beş dönem Milletvekilliği sırasında üç defa
ön seçime girmiş, bunun iki defasında Zonguldak’da Ecevitle ve Ecevit’e rağmen,
bir defa da İzmir’de Erdal İnönü’yle ve
Erdal İnönü’ye rağmen ön seçimden seçilip Milletvekili olmuştur.
CHP tarihinin en uzun süre, kesintisiz sekiz
sene, grup başkan vekilliğini yapmış bir
siyasetçidir.
Kemal Anadol’un, bazı devşirmeler gibi birilerinin kucağında siyasete girmediği anlaşılsın diye bunları
yazdım.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun sürpriz bir şekilde,
İzmir’den ön seçime gireceğini açıklaması üzerine, Kemal Anadol da, “Egede son
söz” isimli internet sitesine verdiği demeçte “Genel Başkanın ön seçime katılmasını çok olumlu
karşıladığını” ve fakat o seçim bölgesinde parti seçmeni olduğu için Kılıçdaroğlu’na niçin oy vermeyeceğini,
Kılıçdaroğlu’nun söylemlerinden örnekler
vererek açıklamıştır.
Sen misin bu açıklamayı yapan, sosyal
medyada o kadar çirkin ve haksız , eleştirilere muhatap oldu ki, bilmeyen
birisi Kemal Anadol siyasette Kemal
Kılıçdaroğlu ile var oldu da, şimdi Kemal bey onu aday göstermeyince kızdığı
için bu açıklamayı yapıyor zanneder.
Kemal Anadol parti sırrını mı açıkladı, ya
da kimsenin bilmediği parti içinde konuşulmuş bir konuyu mu kamuoyu ile
paylaştı?
Tam aksine, basına yansımış, Kemal
Kılıçdaroğlu’nun gerine gerine,
övünerek söylediği şeyleri sıralamış.
Bunları söyleyene, herhalde korkudan, söyleyecek
sözleri olmayanlar, bunu eleştireni eleştiriyorlar. Hakikaten fıkra gibi
Kılıçdaroğlu bunları söylerken Cumhuriyet Halk Partisine zarar vermiyordu da, bunları gerekçe göstererek niçin
Kılıçdaroğlu’na değil de başka CHP’li milletvekili aday adaylarına
oy vereceğini söyleyen Kemal Anadol mu partiye zarar veriyor?
Kemal Anadolu eleştirenler, her halde
toplumu ve özellikle de Cumhuriyet sevdalısı İzmirlileri balık hafızalı
zannediyorlar.
Eleştirilerin düzeyine baktığınız zaman, bu
eleştirileri yapanlar hakikaten CHP üyesi mi, üye iseler nasıl olmuşlar diye
düşünmekten kendinizi alamıyorsunuz.
Kemal Anadol, açıklamasında madem
Cumhuriyete meydan okurcasına “Ben
Dersimli Kemalim” dedin o zaman Tunceli’den aday olsaydın diyor.
Bunda yanlış olan ne var.
Kılıçdaroğlu’nun üç defa
İstanbul’dan kontenjan adayı olduğu hiç ağza alınmıyor, bir anlamda görmezden
geliniyor ya da saklanıyor.
Niye üç dönem seçim bölgesi olan
İstanbul’dan ön seçime katılmıyor da İzmir’den katılıyor.
Bunun mantıklı bir izahı olması gerekiyor.
Ama sakın Kocaoğlu’nun davetinin arkasına
sığınmasın.
Aslında Kılıçdaroğlu’nun en büyük özelliği
her siyasi başarısızlığını başkalarına fatura etmesidir.
Şimdi bir anda kendisini İzmir’de ön seçime
atarak, MYK’da kontenjan bekleyen arkadaşlarını da feda etmiş oldu. Kendisi
sureti haktan demokrat, ön seçimden yana; diğerleri parti tabanından kaçanlar.
2002 de 2007 de kontenjandan gelmeyi kabul etti, niye en
güçlü olduğu 2011 de ön seçime girmedi
de kendi kendini kontenjandan İstanbul 2. Bölgeden 1. Sıraya yazdı.
O zaman parti içi demokrasiye ihtiyaç
duyulmuyor muydu?
CHP tarihinde genel başkanlar ilk defa ön
seçime girmiyor, İsmet Paşa dahil, Ecevit, Erdal İnönü, Deniz Baykal hepsi ön seçime
girmişlerdir.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun ön seçime girmesi
öyle bazılarının yazdığı gibi devrim falan değildir.
Devrimci olabilmek, Atatürkçü ve ortanın solunda olmayı, ulusal
çıkarları savunmayı, bölünmeye destek vermemeyi gerektirir, gerisi lafı güzaf.