Türkiye’de zaman zaman siyasal rejim
arayışları ortaya çıkar. Bugünlerde de bunun bir yenisini yaşıyoruz.
Bu rejim değişikliği arayışları, parlamenter rejimden Başkanlık yasistemine
geçiş ilk önce Turgut Özal tarafından
dillendirilmiş, sonradanda Süleyman Demirel bunun propagandasını yapmışsa da toplum
kesimlerinin gerekli desteğini sağlayamadıkları için gündemden düşmüştür.
Bugün de bu rejim değişikliği Tayyip Erdoğan
tarafından dile getirilmektedir. Ancak çağdaş demokrasilerde parlamenter
rejimden başkanlık sistemine veya başkanlık sisteminden parlamenter demokrasiye
geçen bugüne kadar olmamıştır.
Bunun tek istisnası 1958 Fransa da, bir iç
savaş tehlikesi karşısında, milli kahraman kabul edilen General de Gaulle’ün
dayatmasıyla meclis hükümeti sistemine
benzer bir parlamenter rejim modelinden, neredeyse mutlak monarşilerdeki
kralları imrendirecek yetkilerle donatılmış yarı-başkanlık modeline
geçilmiştir.
Ama bu dönüşüm olağanüstü bir dönemde
gerçekleşmiştir.
Olağan bir dönemde, yani bugün bizde Tayyip Erdoğan tarafından istendiği
biçimde radikal bir değişikliğe gidilmesi, büyük sakıncalar yaratır.
Bu çok radikal değişiklikler gerektirir.
Tayyip Erdoğan bugün Türkiye’de tek adamdır.
Anti demokratik, yüzde on barajının
uygulanması nedeniyle toplumun gerçek iradesini yansıtmaktan uzak, temsilde
adaleti sağlamayan, Tayyip Erdoğan’ın egemen olduğu bir parlamento yapısı söz
konusudur.
Parlamento bürokraside hazırlanan yasalara
hiç müdahale edemeyen, bir onay makamı haline getirilmiştir.
Bürokrasinin hazırladığı yasalara müdahale
edilememesi sadece muhalefet partileri için olmayıp, iktidar partisi içinde
aynen geçerlidir.
Bakanın istemediği, onay vermediği hiçbir
önerge, ister iktidar ister muhalefet
kanadından gelsin, ne komisyonlarda ve ne de genel kurulda kabul görmez.
Bir anlamda siyasi güç hükümet edenler eli
ile bürokrasiye devir edilmiştir.
Tayyip Erdoğan’ın şu anda istemediği hiçbir
şeyin parlamentodan geçmesi mümkün değildir.
Parlamento denetim görevini yapabilmekte
midir?
Hayır, söz konusu bile değildir.
Nitekim bunu, dört bakan hakkında yapılan
Yüce Divan oylamasında bire bir yaşadık.
O bakımdan de Gaulle için yukarıda
söylediklerimizi burada Tayyip Erdoğan için de söyleyebiliriz, onun şu anda
kullandığı güç monarkları bile imrendirecek niteliktedir.
O zaman Tayyip Erdoğan ne istemektedir, adı
konmamış bir Bonapartizmin adının
konmasını istemektedir.
Bu sistemin böyle gitmesi, parlamentodaki
muhalefetin geniş halk kitlelerini tatmin edememesi nedeniyle, parlamento
dışında oluşacak muhalefetin, iktidara karşı sertleşmesine, yani halkın meşru
direnme hakkını kullanmasına neden olacak, ülke bir kaosa sürüklenecektir.
O zaman ne yapılması gerekmektedir.
Radikal bir değişiklik yerine, parlamenter
sistemi ıslah etmek gerekmektedir.Zira;Türkiye’nin sorunu parlamenter sistemden
kaynaklanmamaktadır.Türkiye’nin sorunu, bu sistemi işletememesinden kaynaklanmaktadır.
Türkiye’nin sorunu anti demokratik, yani yüzde
on barajlı seçim sisteminden ve Siyasi Partiler kanununda parti genel
başkanlarına tanınan, milletvekilini, genel başkanlar karşısında kul haline
getiren yetkilerden kaynaklanmaktadır.
Türkiye süratle, temsilde adaleti sağlayacak
barajsız seçim sistemine geçmek zorundadır.
Siyasi partiler kanunundaki anti demokratik
hükümlerin ayıklaması ve parti üyeliğini ciddi bir kurum haline getirmesi
gerekmektedir.
Partisinin tüzük ve programını bilmek gereğini
bile duymayan, ayda bir lira üyelik aidatını ödemekten sakınan insanların parti içi seçimlerde seçmen
olmasının önüne geçmek gerekir.
İşine geldiği zaman 12 Eylül Anayasasına dil
uzatan Tayyip Erdoğan’ın kendisini seçilmiş kral haline getiren anti demokratik Seçim ve Siyasi Partiler
kanununu değiştirmekten hiç söz ettiğini duydunuz mu?
Bu yüzde on barajı ve genel başkanlara
olağanüstü yetkiler tanıyan siyasi partiler kanunu yürürlükte kaldığı sürece,
iktidarı eline geçiren her iktidar sahibi aynen Tayyip Erdoğan’ın yaptıklarını
yaparlar.
DÜZELTME:
Pazartesi günü yayınlanan yazımda Kurtuluş savaşı kahramanı Fahrettin Altay
Paşa’nın adı “Fahrettin Kerim” olarak yazılmıştır. Düzeltir özür dilerim