Birkaç gün önce Sayın Kılıçdaroğlu DSP’ye
bir çağrıda bulunarak,“DSP’nin bir parti
olarak yoluna devam etmesini doğru bulmuyorum. Gelmeliler CHP’ye artık. Bizim
altı okumuz var altında şöyle kırmızı bir boşluğumuz var. Gerekirse güvercini de oraya yerleştiririz, amblemimizi
de değiştiririz” demiş.
Bu söz çok yüzeysel bir şekilde, bir başka partiyi CHP’ye davet
etmenin çok ötesinde, geçmişle bazı bağları koparabilmek için yapılan bir propagandadır.
Uzun zamandan bu yana CHP’de Atatürk ile
bağları kopartmak yolunda algı operasyonu yapılmaktadır.
Dikkat edilirse Atatürk doğrudan hedef
alınmamakta ve fakat ima yoluyla gözden düşürülmeye çalışılmaktadır.
Örneğin bir CHP Genel Başkan Yardımcı çıkıp “BEN DERSİMDE ÖLENLERDEN CHP ADINA ÖZÜR DİLİYORUM” diyerek kendince
Atatürk’ü mahkum etmeğe çalışıyor. Bu söylem Atatürk hakkında, onun adından hiç
söz etmeden kuşku yaratmak çabasıdır. Toplumun nefretini Atatürk’ün üzerine toplamaya
çalışmaktır.
Atatürk’e bu dolaylı saldırının yapıldığı günlerde, “Biz 1930 ların CHP’si değiliz” denirken de aynı ruh hali dışa vurulmuştur.
Bütün bu söylemlerin amacı, devletin
kurtarıcısı ve kurucusu Atatürk’ü dolaylı olarak yıpratmaya çalışmaktır.
Bu kafi gelmemiş ki, şimdide Cumhuriyet Halk
Partisi bayrağını değiştirerek CHP’nin tarihi ile bağlarını kopartmak istiyorlar.
Geçmişini inkar edenlerin, ülkemin Mustafa
Kemal Atatürk ve arkadaşları ile bağını koparmaya çalışanların buna güç yetmez.
Bu milyonlarca CHP’liyi yok kabul etmek
mümkün değildir, onlar da Genel Başkanların her sözünüzü koşulsuz kabul eden köleler değillerdir.
Nitekim, partinize katılmaya çağırdığınız
DSP’nin Kurucusu rahmetli Ecevit’in CHP’de milletvekili iken, hem de İsmet Paşa gibi karizmatik bir
tarihi kişiliğe söylediği “Biz kapıkulu
değiliz, CHP’de kapıkulu yoktur" sözünü hatırlatmakta fayda var.
Amblemi değiştirmeye tek yetkili organ Cumhuriyet Halk Partisi’nin
Kurultayıdır.
Hukuk devrimini yapan partinin yetkilileri,
parti iç hukukunu çiğneyemezler/çiğnememelidirler.
Bir ara , geçmiş dönem de HADEP olan ve
şimdinin siyaset sahnesinde HDP adı
altında yer alan bir siyasi örgütlenmenin simgesini partiye taşımaya çalıştılar
ama tutmadı.
Nedir bu Cumhuriyet halk Partisinin
geçmişine duyulan kinin nedeni.
Bu Altı Ok Cumhuriyet Halk Partisi için çok
önemlidir. Bunun Tüzüğünde yer almasının dışında bir de halen yürürlükte olan “Bayrak Talimatnamesi” vardır. O nizamnamenin 2. Maddesinde “Alt Ok, fırkanın altı ana vasfını temsil eder. Milleti
yükseltmek için fırkanın ruhunda kaynayan hızın ve ileriliğin gösterilmesi
fikri fırka işareti olarak okların kabul edilmesine esas olmuştur” demektedir.
Bu Altı Ok Cumhuriyet Halk Partisi’nin ana vasfını temsil eder. En güzel
şeklini de kurucusunun göğsünde almıştır.
Bu nedenle de manevi değeri vardır.
Ne O kurucusunu ve ne de onun ilkelerini yok
kabul etmek mümkün değildir.
Bu ilkelere sahip çıkmak tutuculuk değil,
ilericiliktir. Zira o ilkeler top yekûn kalkınmayı,çağdaşlığı, devrimciliği
simgeler, bugün parti yöneticilerini yardımıyla örselenmeye çalışılan, aslında
Cumhuriyetin ve demokrasinin olmazsa olmazı, laikliği simgeler.
Bu partiye bir çok lider vasfını taşıyan, entelektüel derinliği olan Genel Başkanlar
geldi, bunların hiç birisi bu amblemi değiştirmeyi düşünmediler, zira onların
hiç birisinin Cumhuriyet Halk Partisi’nin tarihi ile bir sorunları yoktu.
Onlar bu ülkenin insanlarını etnik
kökenlerine, mezheblerine bakmadan , eşit yurttaş gözüyle bakıp, kucakladılar.
Partinin tarihi, ruhu, gelenekleri gerçek,
sağlam, dürüst bir bakışla görülmelidir.
Siyaset insanla yapılır, kimseye danışmadan,
yetkili kişi ve kurumların görüşünü almadan yapılan düşünce açıklamaları
siyasetçiyi sıkıntıya sokar.
Bugün bu yanlış açıklamaya, “acaba beni
milletvekili yapar mı diye” sessiz kalanlar, yarın eğer milletvekili yapılmazlarsa
her türlü saldırıyı yapacaklardır. Bugün ki sessizlikleri, “Altı Ok’a kuş kondurmayı” doğru
buldukları için değil bu beklentileri nedeniyledir.