Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul İl Başkanı
Kaftancıoğlu, TBMM’ne bir çağrıda bulunarak, “Açılım” sürecinin tekrar
başlatılmasını istemiş.
Türkiye’deki açılım süreci ABD’nin, her
zaman yaptığı gibi AKP İktidarını kandırarak Musul Kerkük Petrol ve doğal
gazını Akdeniz’e sorunsuz aktarmak için, Irak ve Suriye’nin kuzeyinde
oluşturacağı ve bugüne kadar da büyük ölçüde başarılı olduğu Kürt Koridorunun
Türkiye ayağını temin için oynadığı bir oyundur.
Yani Sevr hayalidir, üçüncü Balkanizasyon
hayalidir.
Cumhuriyet Halk Partisi misak-ı Milli
sınırları içinde bu ülkeyi kurmuş bir partidir. O bakımdan hiçbir Cumhuriyet
Halk Partili bu Cumhuriyetin ülkesi ve Milletiyle bölünmez bütünlüğünü tehlikeye düşürecek bir
söylemde bulunamaz.
Aralık Hareketi temsilcisi olan bu hanımın
düşüncesi böyle olabilir. Saçmalamakta bir düşünce açıklama yöntemi
olduğuna göre, o hanımefendi de bu hakkını kullanıyor olabilir.
O zaman Cumhuriyet Halk Partisinden ayrılır,
kendisine uygun bir parti bulur orada istediği gibi konuşur karşılığını da
alır.Ama Cumhuriyet Halk Partisi’nin sırtına basarak bunu yapmak hakkı yoktur.
Cumhuriyet halk Partisi’nin tarihi ülke
bütünlüğü konusunda şanlı direnişlerle doludur.
Cumhuriyet Halk Partisi hele yabancı bir
ülke istiyor diye ve özellikle de ABD çıkarları için kendi ülkesi üstüne
oynanmak isteyen oyunlara izin vermez.
Cumhuriyet
Halk Partisi’nin gururlu, vakur günlerinin en son örneği 1 Mart
tezkeresindeki şanlı direnişidir.
Emperyalizme başkaldırının simgesi ve mazlum
milletlere örnek olan Cumhuriyet Halk Partisi, bir süper gücün dümen suyuna
girip onun oyuncağı olmaz.
Ayrılıkçılardan yana olan bu hanımefendinin
yeri Cumhuriyet Halk Partisi olamaz.
Eğer bu İl Başkanı, İstanbul seçimlerindeki
başarıyı kendisine mal ediyorsa çok yanlış yapar.
İstanbul seçimlerindeki başarı İmamoğlu ve
ekibini başarısıdır. İmamoğlu’nun tutumu gerçek Cumhuriyet Halk Partili
yaklaşımıdır. Kimseyi ötekileştirmeden, kimseyi dışlamadan herkesi kucaklamakla
elde edilmiş bir başarıdır.
Onun için İl başkanının İstanbul zaferinden
sarhoş olmaması, onu kendine mal etmemesi tam aksine o başarıdan ders alması gerekir.
İmamoğlu bu başarıyı elde ederken Kürt
kökenli vatandaşlarımızı da kucakladı ama onlara ne özerklik vaddetme
şımarıklığında bulundu, ne de ana dilde eğitim.
O sadece ayırımsız herkesin belediye başkanı
olacağını söyledi ve en önemlisi herhangi bir süper gücün projesi
olmadığını, Atatürk Cumhuriyetinin bir
projesi olduğunu dile getirdi.
Cumhuriyet Halk Partisinde de zaman zaman İstanbul
İl Başkanı gibi maceracılar da başarı kazanıp belli görevlere gelirler ama bu
onların “maceracı” olmak
özelliklerini ortadan kaldırmaz; aynen Kaftancıoğlu’nun, Balkanizasyon
sevdalısı olma vasfını ortadan
kaldırmayacağı gibi.
Ama şimdi asıl görev bu partinin Genel
Başkanına düşmektedir. İstanbul İl Başkanına, haddini aşmaması gerektiğini,
herhangi bir konuda diyeceği var ise çıkıp Kurultay’a sunmasını ve oradan
alacağı cevaba göre davranması gerektiğini anlatması gerekir.
Eğer Kaftancıoğlu’na şimdi gereken ikazlar
yapılmazsa, Avrupa Birliği Yerel Yönetimler şartına Türkiye tarafından konan
çekincenin kaldırılmasını isteyecektir.
Cumhuriyet
Halk Partililer için kimsenin ırkının ve kökenin diğerlerinden üstün
olmadığını, bugün Kürt açılımına izin verilirse, yarın Çerkezler, öbürkün
Arnavutlar ve diğerleri sıraya girer. Bu Yugoslavya da olduğu gibi
emperyalistlerin Türkiye üstüne oynadıkları Balkanizasyon oyunu sonucunu
doğurur. Bu nedenle bu hanıma susması gerektiğini anlatılması, ilerisini
göremediği konularda konuşmaması gerektiğini anlatmak gerekiyor, gerçek niyeti
özerk Kürt bölgesinden yana ise sadece anlatmakla kalmayın “haddini
de bildirin”