Tayyip Bey, geçtiğimiz hafta başında “Ben
hiç Anayasal Sınırlarımın dışına çıkmadım” demişsiniz.
Aman Beyefendi bağlı kalacağınıza yemin
ettiğiniz Anayasayı çiğnemediğiniz an mı oldu?
“Uygun bir savcı arıyoruz” cümlesi zatıâlinize
ait değil mi?
Başbakanlar, ülkeyi yönetenler kendilerine uygun
savcılar aramazlar. Suç olduklarına inandıkları konular varsa suç duyurusunda
bulunurlar.
Kendilerine uygun savcı bulup, düzmece
belgelerle dava açtırıp, “Ben bu davanın savcısıyım” cümleniz çok mu hukuka, Anayasaya ve yasalara uygundu?
Yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını
ortadan kaldırdıktan sonra, düzmece delillerle insanları zindanlarda çürütmek
anayasal bir görev mi idi sizin için?
Başbakan olduğunuz dönemde bir TBMM
oturumunda Başkanlık Kürsüsünde oturan ve TBMM manevi şahsiyetini temsi eden
Meclis Başkanı’na, muhalefetin sataşmalarına kızarak “Sen mı susturacaksın, ben mi susturayım?” sözünüz adaba ve Meclis içtüzüğüne uygun muydu?
Atatürk’ün vasiyetini çiğneyerek, Atatürk
orman çiftliği arazisi içinde, uygar ülkeler açısından bakarsanız, görüsüzce, hukuka aykırı bir binanın yaptırılmasına
emir vermeniz, hukuka uygun mudur?
Bir başka ülkenin içişlerine karışarak,
Türkiye’nin ulusal çıkarlarına aykırı bir şekilde o ülkede anarşik bir ortamın
doğmasına ve o ülkenin parçalanmasının önünü açmak, gerek uluslararası hukuka
gerekse anayasa ve yasalara uygun mu?
Cumhurbaşkanı seçildiğiniz anda partinizle
ilişkinizin kesilmesi bir anayasal zorunluluk iken, bunu hiçe sayarak,
mazbatayı geç alıp o tarihe kadar hem de seçilmiş Cumhurbaşkanı olarak AKP’nin
şekillendirilmesi uygulaması ile uğraşmanız Anayasaya uygun muydu?
Cumhuriyetin temel değerlerine savaş
açmanız, hem milletvekili ve hem de Cumhurbaşkanı olarak koruyacağınıza yemin
ettiğiniz Anayasaya uygun mudur?
Cumhurbaşkanı sıfatınızla “Ben alışılmış bir
Cumhurbaşkanı olmayacağım” demek ne anlama geliyordu?
Sizden evvel bu makamı işgal eden zevat
Anayasanın çizdiği sınırlar içinde kalarak hata mı etmişlerdi?
Cumhurbaşkanı olarak,
tarafsızlığınızı çiğneyerek, devletin bütün imkanlarını kurucusu olduğunuz
AKP’nin 2007 seçimlerinde sizin
istediğiniz sonucu alıp, tek adamlığınızın önünü açması için olağan üstü çaba
sarf etmediniz mi?
Tutum ve davranışınız bir Cumhurbaşkanının
tutum ve davranışına hiç benziyor muydu?
Dört yüz millet vekilini kimin için
istiyordunuz, CHP için mi? MHP için mi?
AKP lehine seçim çalışması yaparken
düzenlediğiniz, insanların aklıyla alay edercesine, “Halkla Buluşma
Toplantıları” diye nitelediğiniz mitingleri devletin kasasından yapmak siyasi
etiğe ve yasalara uygun mudur?
Seçim çalışmaları sırasında muhalefet
partilerini ve onların liderlerini şahsen hedef alıp suçlamak, ettiğiniz yemine
uygun mudur?
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde iki Cumhurbaşkanı destekledikleri siyasi partiler
için açıktan oy istemişler ve fakat ikisi de sonunda hüsrana uğramışlardır.
Biri rahmetli Kenan Evrendir, biri de
sizsiniz.
Hayat insana her gün bir şey öğretiyor, ta
mezara kadar.
Yazımın başında da belirttiğim gibi “Ben hiç
anayasal sınırlarımın dışına çıkmadım” demişsiniz ya, hakikaten çok güldüm.
Tayyip Bey siz beni güldürdünüz Allah’ta
sizi güldürsün.
NOT:
Değerli Aydınlık okuyucuları, yayın Yönetmenimizin de izniyle, bir hafta yokum.
27, 30 Temmuz ve 3 Ağustos yazılarımı yayınlayamayacağım. Esen kalın her şey
gönlünüzce olsun