Partili Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Cumhuriyet
Halk Partisi’nin İş Bankası’ndaki hisselerine göz dikmiş durumda.
Ama bu yanlış ilk defa
yapılmıyor.Demokrat Parti İktidarında, devrin başbakanı
Adnan Menderes; 1951 yılı Ağustos ayında bir kanun tasarısını TBMM'ye sevk
ettirdi. Bu tasarıda halk evlerinin CHP'ye bağlı olduğu iddia ediliyor; devlet
mallarının halk evlerine dolayısıyla da CHP'ye geçtiği öne sürülüyor ve CHP'nin
mal varlığının Hazine'ye devri öngörülüyordu. Devletin eskiden halk evlerine yaptığı
yardımlar bahane gösterilerek bu yasa DP çoğunluğunun oylarıyla Meclis'ten
geçirildi. CHP'nin mallarına el konuldu.
Bugün aynı şeyi yine özel bir maksatla AKP İktidarı yapıyor. Erdoğan yönetimindeki AKP, Cumhuriyetin kuruluşlarını
özelleştirme adı altında ortadan kaldırdıktan sonra artık satacak da bir şey kalmayınca gözünü İş bankasına ve
onun iştiraklerine dikti.
Ama gözden
kaçırdıkları önemli bir nokta var. İş Bankasını bir Halk Bankası haline
getirmek mümkün değildir. Zira İş Bankası’nın %40.12’si Banka çalışanlarına ait
olan munzam sandık vakfına aittir. Yüzde 30 civarındaki hissesi de halka arz
edilmiş ve % 28.09’ Atatürk’ün Cumhuriyet Halk Partisine vasiyet ettiği
hisseleridir. Ülkemizde ve dünya da bu büyüklükte
çalışanların ortak olduğu bir başka kuruluş da yoktur.
Yüce Atatürk, 5.9.1938 tarihli vasiyetnamesiyle, İş Bankasındaki hisselerini Cumhuriyet Halk
Partisine vasiyet etmiştir. Ancak paraların ve hisse senetlerinin nemalandırılması
işini de kurucusu ve % 28.09’ hissedarı olduğu T. İş Bankasına vermiştir. Yani İş
Bankası burada vasiyeti tenfiz memurudur.
Cumhuriyet
Halk Partisi sadece İş Bankası tarafından nemalandırılan nakit ve hisse
senetlerinden elde edilen gelirin vasiyete uygun şekilde Türk Dil ve Tarih Kurumlarına
eşit olarak dağıtılmasına nezaret etmektedir. Yani Cumhuriyet Halk Partisi
İş Bankası’ndan bir kuruş bile gelir elde etmemektedir.
İş Bankası’ndan bir kuruş bile gelir elde etmemektedir.
Partili Cumhurbaşkanı’nın İş Bankası hisselerine iştahını
kabartan, hem Cumhuriyet Halk Partisine ve hem de onun kurucusu ulu önder
Atatürk’e duyduğu olumsuz duyguların yanında, İş Bankası iştirakleridir. Ama yüzde
28.09 lik hisseyle de bunu yapmak mümkün
değildir. Buradan elde edebileceği en büyük çıkar yönetim kuruluna dört tane İmam Hatip mezunu atamak olur.
Sırf bu duygularla bir yasa çıkartmak kanun yapma tekniğine
uygun değildir.
Bir kamu hukuku tasarrufu olan kanunların partizanca ve özel
maksatlarla değil, kamu yararı amacı ile çıkartılması gerekir.
Daha henüz kanunun gerekçesini görmedik, ama bir insanın
ölüme bağlı tasarrufu olan vasiyetnamesini çiğnemek maksadıyla bir yasa
hazırlanmasında bir kamu yararı yoktur.Anayasanın teminatı altındaki mülkiyet
ve miras hakkı çiğnenmeye başlanırsa bunun
nerede duracağı bilinmez.
Bu kanun hazırlığı, AKP iktidar mensuplarının bilgisizliklerini,
iflasa sürüklenen ekonomiye can suyu olacak para pompalama arzusunu ve asıl
tehlikelisi kadrosunda bilgi sahibi adamlar olmadığını bize gösteriyor.
Tabii artık tek söylenecek söz var, o da Allah sonumuzu hayretsin, demekten başka bir
şey değil.
İş Bankası’ndaki Cumhuriyet Halk Partisi hisselerini
Hazineye devretmek 11 Ekim 1963 tarih ve Esas 963/124 Esas, 1963/243 Karar sayılı Anayasa Mahkemesi kararına göre “Atatürk’ün
vasiyetini iptal etmek” demektir ve bu da, mülkiyet haklarına, miras hukukuna
ve anayasaya aykırıdır.
Belirttiğimiz gibi evvelce de rahmetli Menderes bu hatayı yapmıştı.
AKP de ve Sarayda, Türkiye’nin yakın siyasi tarihi hakkında bilgi sahibi ve
yanlış istemler karşısında direnebilen insanlar olsa, böyle bir yanlış yaptırmazlardı.