Ey Necip Türk halkı birileri bizi her zaman
olduğu gibi gene bir güzel kandırıyor.
Kayseri pazarlığı yaptık dediler ya,
Kayserililer bu işin arkasını önünü anlayınca inanın bunları, zekalarına
hakaretten mahkemeye verir.
Hiçbir pazarlıkta ve hele uluslar arası
pazarlıklarda tüm elini göstermek, akıllı adam işi değildir.
Türk basını tarafından büyük başarı diye
yutturulan büyük Türk hamlesi ne biliyor musunuz?
Özetle şu: “Yunanistan’a, ister Suriyeli
olsun ister, Afganistan, Pakistan gibi ülkelerden olsun, yasal olmayan
yollardan gitmiş sığınmacıları biz geri alacağız. Karşılığında aynı sayıda
sığınmacıyı yasal yollardan Avrupa kabul edecek.
Ancak Davutoğlu, bu alicenaplığı karşısında
Türkiye’ye 2018’e kadar 3 milyar Euro
daha verilmesini, vizenin de Haziran’da kaldırılmasını, beş başlık açılarak
katılım sürecinin hızlandırılmasını istedi.
AB, kendi kontrolünde harcanması şartıyla,
para talebini kabul edebilir. Ancak diğer talepleri karşılaması mümkün
değildir.
Ne vizeyi kaldırır ve ne de beş başlığı
açar.
Davutoğlu’nun para dışındaki önerilerini
yerine getirmek, Türkiye’nin üyeliği
konusunda stratejik bir karar değişikliğine gidilmiş olması demektir.
AB evvelce de Türkiye’ye yaptığı vaatleri
çoğu zaman yerine getirmemiştir. Bu sadece mali alanda veya göçmenler konusunda
değil, üyelik süreci konusunda da böyle olmuştur.
Fransa ve Güney Kıbrıs Rum yönetiminin
koyduğu engeller nedeniyle süreç zaten fiilen işlemez durumda idi.
Daha bir iki gün evvel Fransa Devlet başkanı
vize konusunda 72 kıstasın yerine getirilmesi halinde vizenin kaldırılacağını
söyledi.
Güney Kıbrıs Rum kesimi gemi ve uçaklarına
hava alanlarımızı ve limanlarımızı açmadan onlar bu vize işine ne diyecekler.
Türk basının gözünden kaçırdığı en önemli
nokta Avrupa ve özellikle de Almanya’da bu bölgeden gelen sığınmacılara duyulan
tepki nedeniyle, Merkel, 13 Mart günü Almanya’nın üç eyaletinde yapılacak
Parlamento seçimlerini atlatana kadar Türkiye ile sığınmacılar konusunda bir gerginlik çıkartmak istemiyor.
Ahmet Davutoğlu ve yandaşları içerde nasıl
“zafer’den söz ediyorsa, daha doğrusu böyle bir algı operasyonu yapıyorsa,
Merkel ve destekçileri de, Davutoğlu’nun önerilerinin sadece sığınmacılara
ilişkin kısımlarını kendi kamuoyuna anlatıyor, ama Davutoğlu’nun diğer talepleri,
yani paketin tamamı anlatılmıyor. Paketin tamamı tartışılmaya başlandığında buradaki
taleplerin karşılanmasının en azından kısa dönemde imkansızlığı görülecek.
Nitekim, AB’den sorumlu ve Baş müzakereci
Volkan Bozkır’da Türkiye’nin önerisinin bir paket olduğunu toplu kabulü
gerektiğini, parçalanamıyacağını açıkladı.
Davutoğlu ve yandaşları, AB’nin bazı
taktiksel ön kabullerini, burada “stratejik zafer” naralarıyla Türk kamuoyuna satmak için şimdiden
önlemlerini almışlar,bu nedenle de basında büyük başarı hikayeleri anlatılıyor.
Ama AB ülkeleri arasında Türkiye’yle
varılacak mutabakat konusunda henüz ortak bir tutum bile tespit edilememiştir.
Daha birkaç gün evvel Merkel’in Maliye
Bakanı Schauble, BBC’ye verdiği demeçte “Türkiye’nin üyeliğine karşı
olduklarını” açıkladı.
O nedenle, Türk halkında AB konusunda yalan dolanla büyük beklentiler
yaratılmamalıdır.
.