Pazar akşamı kahpe
terör Ankara da gene onlarca can aldı, yüzü aşkın yaralı var.
Son üç dört ay içinde
bu ülkede verdiğimiz kayıplardan sonra, bir tane sorumlu istifa etmek erdemini
göstermedi.
İnsan aklı ile alay
edercesine, hep aynı sıradan beylik laflar, “Kimse sabrımızı ölçmesin”,
“İstihbarat zafiyeti yok”, “Suçlular yakalanacak” bıktık bu laflardan, duyunca
midemiz bulanıyor artık.
Oslo’da terör örgütü
mensuplarına “Nerelere mühimmat depoladığınız biliyoruz” diye cilve yapan,
“Beğenmediğiniz kamu görevlilerin bize bildirin” diye şirin görünmeye çalışan
adam, yargı önüne çıkmayacak mı?
Ona emri veren,
sırtını sıvazlayan, hatta korumaya alan zatı muhterem sen, sen nasıl ve kime
hesap vereceksin.
“Başkanlık gelirse
kaos biter” başlığını atanlar; yoksa sizin bilginiz dahilinde mi bu katliamlar
yapılıyor, halkın aman “Başkan olsunda, bu kan dursun” demesini mi
bekliyorsunuz?
Zaten bu ülkede kendi
söyleminizle “fiili başkanlık sistemi var”
o zaman niye bu terör belası bitmiyor.
Ankara’nın kalbinde
bir kilometre çap içinde TBMM, Başbakanlı ve Genel Kurmay Başkanlığı’nın olduğu
alanda son bir ay içinde yaşanan ikinci büyük facia.
Lütfedin de bari bir
iki tane sorumluyu, AVM müdür olamayacak yeteneksizlikteki İçişleri Bakanı’nı,
koruma görevlisi bile olamayacak ama sizin MİT müsteşarı yaptığınız adamları
istifa ettirin, ettirin de bari toplum inanmasa bile, acaba iyi şeyler mi
olacak diye biraz umutlansın.
Ama bunu
yapamazsınız, nasıl yapacaksınız ki, ya konuşurlarsa, örneğin Sırrı Süreyya Önder’in
söylediği, “Biz Tayyip Erdoğan’ın bilgisi dâhilinde Kandil’e gittikten” daha
ileri şeyler anlatırlarsa.
Tabii asıl suçlu
sizsiniz, devleti siz yönetiyorsunuz. Siz yönetiyorsunuz da, köpeksiz köy
buldunuz değneksiz dolaşıyorsunuz.
Özellikle de bu terör
örgütüyle ilişkilerde sizi eleştiren, sıkıştıran bir muhalefet mi var?
Onlarda aynen sizin
yaptığınız gibi, topuklu Kemal Derviş aracılığı ile iktidar olurlarsa PKK terör
örgütüyle görüşebileceklerini söylüyorlar, “PKK’lıların da çok acı
çektiklerini” söyleyebilen TR-705 kod numaralı ABD görevlisini bağırlarına
basıyorlar.
Ülkenin başka hiçbir
sorunu yokmuş gibi, bir anayasa tartışmasıdır gidiyor, yok Türk tipi başkanlık
olsun, yok “Türk Milleti” anayasada yer almasın, özerklik tanıyalım, ana dilde
eğitimin önünü açalım.
Bunların hepsi ucuz
halk yardakçılığı yapmaktır. O bölge insanın gerçek sorunlarına hiç parmak
bastınız mı?
Hiçbiriniz bugüne
kadar, o bölgedeki feodal düzeni değiştireceğiz, ağaların, beylerin gasp
ettikleri toprakları alıp, topraksız, yüz yıllardır sömürülen marabaya
dağıtacağız dediniz mi?
Sanki o bölge
gençliği işsizliğe, açlığa mahkum olsun da, dağa çıksın diye çaba sarf
edercesine o bölgede kapatılan, tasfiye edilen KİT’leri ihya edip tekrar
açacağınızı hiç ağzınıza aldınız mı?
Ne iktidarı, ne
muhalefeti bunu söyleyemezsiniz. Sizi oraya getirmek için tasarlayan irade buna
izin vermez.
Söylediklerime hayır
diyemezsiniz, yoksa iktidar olmak için okyanus ötesindeki büyük ağabeyinizden
icazet almak için yarışmazdınız.
Dökülen kandan, yitip
giden canlardan, iktidarı ile muhalefetiyle müştereken SORUMLUSUNUZ, HEPİNİZ SUÇLUSUNUZ.